Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/13110 E. 2018/11956 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/13110
KARAR NO : 2018/11956
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık tarafından sunulan 11/08/2014 tarihli dilekçenin temyiz dilekçesi olmayıp katılan idare tarafından verilen 04/07/2014 tarihli temyiz dilekçesine cevap niteliği taşıdığı anlaşıldığından tebliğnamdeki red düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
1-)TCK’nun 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının infaz aşamasında hapis cezasına çevrilebileceğinin ihtarı ile yetinilmesi gerekirken adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilmesine karar verilmesi suretiyle infazda yetkinin kısıtlanması,
2-)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde vekalet ücreti, maktu ve nisbi olmak üzere belirlenmiştir.
Maktu vekalet ücreti, davanın konusunun para olmadığı veya para ile ölçülemediği hallerde belirlenen ücret, nisbi vekalet ücret ise davanın konusunun para olması veya para ile ölçülebilir olması halinde bu değer üzerinden belirlenen ücrettir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 365/2. maddesinin aksine ceza davalarında şahsi hak talebi halinde mahkemece bu hususta da karar verilmesi gerektiği yolunda bir düzenleme bulunmaması ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 112, 113 ve 114. maddeleri hükümleri karşısında; davada kendisini vekille temsil ettiren katılan İdare lehine hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrıca nisbi vekalet ücretine de hükmedilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedeni bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan hüküm fıkrasında yer alan TCK’nun 52/4. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümden “Sanık adli para cezasını ödemediği takdirde, kalan cezasının 5237 SK’nun 52/4. maddesi gereğince hapse çevrilmesine” cümlesinin çıkartılıp yerine “ödenmeyen adli para cezasının infaz aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hapis cezasına çevrilebileceğinin ihtarına” ibaresinin yazılması ve hüküm fıkrasında yer alan nisbi vekalet ücretine ilişkin bölümden “ayrıca sanıktan ele geçen orman emvalinin de müsaderesine karar verilmiş olmasından dolayı maktu vekalet ücretinden de az olamayacağından 750,00 TL nispi vekalet ücretinin” şeklindeki kısmının çıkarılması suretiyle başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye kısmen uygun olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.