Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/13058 E. 2017/6938 K. 18.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/13058
KARAR NO : 2017/6938
KARAR TARİHİ : 18.09.2017

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 65. maddesine aykırılıktan … plakalı araç tescil sahibi hakkında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 1. Bölge Müdürlüğünün 12/11/2015 tarihli ve … sayılı trafik idarî para cezası karar tutanağı ile uygulanan 1463,00 Türk lirası idarî para cezasına yönelik başvurunun reddine dair İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/01/2016 tarihli ve 2015/4023 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı’nın 19/08/2016 gün ve 6620 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/09/2016 gün ve KYB. 2016/349342 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, karayolları ağırlık kontrol mahallinde uyarıya rağmen ölçü ve tartıya girmemek eylemi nedeniyle araç tescil plakasına istinaden idari yaptırım kararı düzenlendiği, ancak 34 JH 0509 plakalı aracın kabahat fiilinin işlendiği 12/11/2015 tarihinde borç nedeniyle İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğünün 2015/21615 sayılı icra dosyasında haczedilerek dosyadaki alacaklı vekiline teslim edildiği, haciz tutanağının saat 18.00 de tanzim edildiği, idari yaptırım kararında ise kabahat fiilinin aynı gün 19.59’da işlendiğinin belirtildiği cihetle, eylem tarihinde yaptırıma konu aracın muterizin fiili hakimiyetinde bulunmadığı, cezaların şahsiliği prensibi gereğince başvurunun kabulü ile idari yaptırım kararının iptaline karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar tesisinde isabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
2918 sayılı yasanın “araçların yüklenmesi” başlıklı 65/4.maddesi; “…Ağırlık ve boyut kontrol mahallerinde işaret, ışık, ses veya görevlilerin dur ikazına rağmen tartı veya ölçü kontrolüne girmeden seyrine devam eden araçlara tescil plakalarına göre 1.000 Türk Lirası idarî para cezası uygulanır…”,
“Cezaların Uygulanması” başlıklı ikinci bölümünün, “Tescil plakasına göre tutanak düzenlenmesi” başlıklı 116. maddesi;
“…(Değişik birinci fıkra: 25/6/1988 – KHK – 330/8 md.; Aynen Kabul: 31/10/1990 – 3672/7 md.) Trafiği tehlikeye düşürecek, engel olacak şekilde veya yasaklanmış yerlerde park etmiş araçlara veya trafik kural ve yasaklarına aykırı davranışları belirlenmiş bulunan, karayolları ağırlık kontrol mahallerinde işaret, ışık, ses veya görevlilerin ikazına rağmen tartı sistemine girmeden seyrine devam eden ve sürücüsü tespit edilemeyen araçlara, tescil plakalarına göre ceza veya suç tutanağı düzenlenir.
Para cezasının ödenmesi gerektiği hallerde trafik kaydında araç sahibi olarak görülen kişiye cezayı ödemesi için posta yoluyla tebligat yapılır, bu şekilde tebliğ edilemeyen tutanaklar ilgili tahsil dairesinin ilân asmaya mahsus yerinde liste halinde ilân edilir, ilân tarihini takip eden otuzuncu gün tebligat yapılmış sayılır ve bu cezalar 114 ve 115 inci maddelerde belirtilen şekilde takip ve tahsil olunur…” hükümlerini amirdir.
5326 sayılı yasanın “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesi; “… (1) İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir…”,
“Başvurunun incelenmesi” başlıklı 28. maddesi; “…(2) Başvurunun usulden kabulü halinde mahkeme dilekçenin bir örneğini ilgili kamu kurum ve kuruluşuna tebliğ eder.
(3) İlgili kamu kurum ve kuruluşu, başvuru dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde mahkemeye cevap verir. Başvuru konusu idarî yaptırıma ilişkin işlem dosyasının tamamının bir örneği, cevap dilekçesi ile birlikte mahkemeye verilir. Mahkeme, işlem dosyasının aslını da ilgili kamu kurum ve kuruluşundan isteyebilir. Cevap dilekçesi, idarî yaptırım kararına karşı başvuruda bulunan kişi sayısından bir fazla nüsha olarak verilir.
(4) Mahkeme, başvuruda bulunan kişilere cevap dilekçesinin bir örneğini tebliğ eder; talep üzerine veya re’sen tarafları çağırarak belli bir gün ve saatte dinleyebilir. Dinleme için belirlenen günle tebligatın yapılacağı gün arasında en az bir haftalık zaman olmasına dikkat edilir. Dinleme sırasında taraflar veya avukatları hazır bulunur. Mazeretsiz olarak hazır bulunmama, yokluklarında karar verilmesine engel değildir. Bu husus, tebligat yazısında açıkça belirtilir.
(5) Ceza Muhakemesi Kanununun tanıklığa, bilirkişi incelemesine ve keşfe ilişkin hükümleri, bu başvuru ile ilgili olarak da uygulanır.
(6) Dinlemede sırasıyla; hazır bulunan başvuru sahibi ve avukatı, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun temsilcisi, varsa tanıklar dinlenir, bilirkişi raporu okunur, diğer deliller ortaya konulur.
(7) Mahkeme, ilgilileri dinledikten ve bütün delilleri ortaya koyduktan sonra aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen ve hazır bulunan tarafa son sözünü sorar. Son söz hakkı, aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen tarafın kanunî temsilcisi veya avukatı tarafından da kullanılabilir. Mahkeme son kararını hazır bulunan tarafların huzurunda açıklar. …” hükümlerini amirdir.
Buna göre idari para cezasının muhatabı olan kişilerin haklarında düzenlenen tutanağa karşı yasada belirtilen itiraz yoluna başvurma hakları vardır. İdari para cezasına karşı itiraz yoluna başvurulduğunda, ilgili merci tarafından incelemenin nasıl yapılacağı da yasada açıkça belirlenmiştir.
Kanun yararına bozmaya konu dosyada;
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 1. Bölge Müdürlüğü tarafından düzenlenen 12.11.2015 tarihli idari para cezası tutanağında, olay tarihinde 2918 sayılı yasanın 65/4 maddesinin, “denetim istasyonuna girmeyerek” ihlal edildiği, sürücüsü tespit edilemediğinden tescil plakasındaki araç sahibi aleyhine idari para cezası hazırlandığı, itiraz dilekçesiyle birlikte dosyaya sunulan belgeler incelendiğinde, söz konusu aracın 12.11.2015 günü saat 18.00’da, borçlu ve muteriz şirketin işyeri adresinde iken, İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğü tarafından haciz ve muhafaza edildiği, aracın yediemin otoparkına götürülmek üzere, alacaklı vekilince temin edilen şoföre teslim edildiği, kabahat fiilinin işlendiği aynı tarihte saat 19.59’da trafik kural ihlalinin gerçekleştiği, aracın tutanağın düzenlendiği şirketin veya çalışanın fiili hakimiyetinde bulunmadığı, bu nedenle aracın tescil plakasında malik olarak görünen şirkete ceza düzenlenemeyeceği, idari para cezasının aracı yediemin otoparkına götüren şahsa düzenlenmesi gerektiği iddiasıyla itiraz yoluna başvurulduğu görülmektedir.
Mahkemece, başvurunun incelenmesi sırasında, itiraz eden tarafından dosyaya sunulan belgeler ve ilgili tutanağı düzenleyen idareden getirilen belgeler incelenmiş ve neticede “…itirazın kabulünü gerektirir delil bulunmadığı…” gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiştir.
Yukarıda yazılı mevzuat ve dosyadaki belgeler birlikte göz önünde bulundurulduğunda,
İtiraz edenin, aracın İstanbul 1. İcra Müdürlüğünce haciz ve muhafaza altına alındığı, dolayısıyla aracın şirket çalışanlarının fiili ve iradi hakimiyetinde bulunmadığı iddiasını “resmi delil” mahiyetindeki belgelerle kanıtladığı, aracın yediemin otoparkına götürülürken aracı kullanan şoför tarafından trafik kural ihlali yapıldığı, bu nedenle borçlu ve itiraz eden şirketin trafik idari para cezasından sorumlu tutulamayacağı, ihlali yapan şoförün sorumlu olduğu anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, kanun yararına bozma isteminin kabulüyle, İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/01/2016 tarihli ve 2015/4023 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4-d. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 1. Bölge Müdürlüğünce 12.11.2015 tarihinde düzenlenen HL 675884 sayılı trafik idari para cezasının kaldırılmasına, 18/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.