Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/13005 E. 2017/6932 K. 18.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/13005
KARAR NO : 2017/6932
KARAR TARİHİ : 18.09.2017

Sürücü belgesiz araç kullanmak eyleminden dolayı kabahatli … hakkında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 36/3-b. maddesi uyarınca 1.609,00 Türk lirası idari para cezası uygulanmasına dair Karabük Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğünün 15/11/2015 tarihli ve HS-989658 sayılı idarî para cezası karar tutanağına yönelik başvurunun reddine dair Karabük Sulh Ceza Hakimliğinin 29/12/2015 tarihli ve 2015/1613 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı’nın 31/07/2016 gün ve 5613 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/09/2016 gün ve KYB 2016/327472 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 16/07/2014 tarihli ve 2014/16789 esas, 2014/14718 sayılı ilamında belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı yapılan başvuru veya itiraz üzerine verilen merci kararlarının kesinleşmesini müteakip, sonradan ortaya çıkan deliller nedeniyle yargılamanın yenilenmesi kurumunun idari yaptırım kararlarında uygulanamayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede,
Karabük Sulh Ceza Hakimliğince, kabahatli …’in başvurusunda kendisine ait kimlik bilgilerinin kardeşi tarafından kullanıldığı yönündeki itirazları konusunda her hangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan talebin reddine karar verilmiş ise de; Burhaniye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2015 tarihli ve 2015/390 esas, 2015/815 sayılı kararı ile sanık Uğur Varışlı’nın alkollü araç kullanırken yapılan muayene sonucunda alkollü çıkması üzerine ismini … olarak beyan ettiği gerekçesiyle sanığın resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan eyleminden 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğinin anlaşılmış olması karşısında, kabahatlinin aynı nedenlerle yaptığı itirazları dikkate alınmadan, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5326 sayılı yasanın “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesi; “… (1) İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir…”, ve
“Başvurunun incelenmesi” başlıklı 28. maddesi; “…(2) Başvurunun usulden kabulü halinde mahkeme dilekçenin bir örneğini ilgili kamu kurum ve kuruluşuna tebliğ eder.
(3) İlgili kamu kurum ve kuruluşu, başvuru dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde mahkemeye cevap verir. Başvuru konusu idarî yaptırıma ilişkin işlem dosyasının tamamının bir örneği, cevap dilekçesi ile birlikte mahkemeye verilir. Mahkeme, işlem dosyasının aslını da ilgili kamu kurum ve kuruluşundan isteyebilir. Cevap dilekçesi, idarî yaptırım kararına karşı başvuruda bulunan kişi sayısından bir fazla nüsha olarak verilir…
…(7) Mahkeme, ilgilileri dinledikten ve bütün delilleri ortaya koyduktan sonra aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen ve hazır bulunan tarafa son sözünü sorar. Son söz hakkı, aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen tarafın kanunî temsilcisi veya avukatı tarafından da kullanılabilir. Mahkeme son kararını hazır bulunan tarafların huzurunda açıklar…” hükümlerini amirdir.
Buna göre idari para cezasının muhatabı olan kişilerin haklarında düzenlenen tutanağa karşı yasada belirtilen itiraz yoluna başvurma hakları vardır. İdari para cezasına karşı itiraz yoluna başvurulduğunda, ilgili merci tarafından incelemenin nasıl yapılacağı da yasada açıkça belirlenmiştir.
Kanun yararına bozmaya konu dosyada;
Karabük Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 15.11.2015 tarihli idari para cezası tutanağında, olay tarihinde 2918 sayılı yasanın 36/3-b maddesinin, “sürücü belgesi geri alındığı halde araç kullanmak” suretiyle ihlal edildiği, başvuran aleyhine idari para cezası hazırlandığı görülmektedir. Başvuran tarafından dosyaya sunulan belgeler itiraz dilekçesiyle birlikte incelendiğinde; 21.03.2014 tarihinde başvuranın ehliyetine, alkollü araç kullanmak kabahatinden dolayı 6 ay süreyle idarece el konulduğu, buna rağmen sürücü belgesi alınmışken araç kullanmak kabahatini işlediği iddiasıyla idari para cezası uygulandığı görülmektedir. Ancak başvuranın bu olay hakkında; kendi ehliyetini, önceden kiraladığı bir araçta unuttuğu, ehliyeti aynı mahalleden tanıdığı ve aracı kiralayan üçüncü bir kişi olan Uğur Varışlı’nın bulduğu, ehliyeti bulan ve alkollü olarak yakalandığında bu belgeyi kullanan Uğur Varışlı hakkında idari para cezası ve ehliyetin geri alınması tedbiri uygulandığı ve bunun için bu kişi hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan suç duyurusunda bulunduğunu, bu nedenle itiraza konu idari para cezasının uygulanmasının hatalı olduğunu savunduğu görülmektedir.
Dosyada mevcut Burhaniye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.11.2015 tarihli 2015/390 E. 2015/815 K. sayılı gerekçeli kararından da anlaşılacağı üzere, 21.03.2014 tarihinde idari para cezası ve ehliyetin geri alınması tedbiri düzenlenen kişinin üçüncü kişi olan Uğur Varışlı olduğu, ancak başvuran …’in hakkındaki soruşturma sırasında, sonradan idari para cezasının muhatabı olan Uğur Varışlı’nın kaybettiği ehliyetini kullandığı iddiasıyla, adı geçen geçen hakkında 28.07.2015 günlü iddianame ile kamu davası açıldığı, yargılama sırasında, başvuranın ehliyetinin bu kişi tarafından kiralık bir araç içinde bulunduğu, aracı kiralayan kişinin bu hususu doğruladığı, ehliyetin alınmasına yol açacak derecede alkollü olan kişinin … olmadığı, her türlü delil ve tanık ifadeleriyle sabit olacak şekilde ortaya çıkarılmıştır.
Dosyaya konu kabahat tarihi olan 15.11.2015 günü başvuran hakkında “sürücü belgesi alınmasına rağmen araç kullanmak” kabahati nedeniyle tutanak düzenlendiği, tutanağa konu kabahatin asıl şartı olan sürücü belgesine el konulması şartının hukuken gerçekleşmemesi nedeniyle başvuranın haklı olarak itiraz ettiği, başvuruyu değerlendirecek mahkemece, karar verildiği sırada başvuranın iddiasını doğrulayan 23.11.2015 tarihli diğer mahkeme kararının akıbeti, kesinleşip kesinleşmediği sorulmaksızın 29.12.2015 tarihinde iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle “başvurunun reddine” karar verdiği, ancak 2918 sayılı yasanın 36/3-b maddesinde aranan “sürücü belgesi geçici olarak yada tedbiren geri alınan” şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, kanun yararına bozma isteminin kabulüyle, Karabük Sulh Ceza Hakimliğinin 29/12/2015 tarihli ve 2015/1613 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4-d. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre; başvuran hakkında Karabük Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından 15.11.2015 günü düzenlenen HS989658 sayılı idari para cezasının kaldırılmasına, 18/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.