Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2016/10335 E. 2019/10054 K. 26.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/10335
KARAR NO : 2019/10054
KARAR TARİHİ : 26.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, temyiz kapsamının sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Hükmün gerekçe kısmında, sanığın sabıkasız oluşu ve giderilmesi gereken somut zararın bulunmaması nedeniyle CMK’nin 231. maddesinin uygulanması yoluna gidildiği belirtilmesine karşın, hüküm fıkrasında, mağdurun zararının giderilmemesi ve yeniden suç işlemeyeceğine kanaat edinilmemiş olması nedeniyle CMK’nin 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek hüküm ve gerekçe arasında çelişkiye neden olunması,
Kabule göre de;
5271 sayılı CMK’nin 231. maddesinde düzenlenen “suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK’nin 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanun’un 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararında; “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir.” denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde, her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi halinde zararın giderilebilmesi koşulundan bahsedilebileceği, somut olayda suçun işlenmesi ile ortaya çıkan ölçülebilir bir zarar bulunmadığı gibi suç tarihi itibariyle adli sicil kaydı bulunmayan, savunması talimat yoluyla alınan ve duruşmalara hiç katılmayan sanığın duruşmadaki olumsuz tutum ve davranışlarının neler olduğu açıklanmadan, mağdurun zararının giderilmediği ve yeniden suç işlemeyeceğine kanaat edinilmediği gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 26.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.