Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/8818 E. 2015/6695 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8818
KARAR NO : 2015/6695
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/279439
MAHKEMESİ : Terme Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/04/2011
NUMARASI : 2009/120 (E) ve 2011/171 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Gerekçeli karar başlığında sahte fatura düzenleme suçu için suça konu faturaların düzenlendiği son tarih olan 07.03.2007 ve defter ve belgeleri gizleme suçu için ise 25.08.2008 tarihinde yapılan tebligattan 15 gün sonrası olan 11.09.2008 olduğu gözetilmeden suç tarihinin 2007 olarak gösterilmesi mahallinde giderilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sahte fatura düzenlemek suçundan kurulan hükümde, aynı takvim yılında değişik tarihlerde birden fazla sahte fatura kullanılması halinde zincirleme şekilde işlenmiş sahte fatura kullanmak suçundan karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Defter ve belgeleri gizleme suçundan kurulan hükümde, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmemek suçunda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında, sanığın sabıkasız oluşu ve dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışının bulunmaması karşısında; hükmün açıklanmasının geri bırakılması bakımından CMK’nın 231. maddesindeki subjektif şartlara göre değerlendirme yapılması gerekirken katılan kurumun zararının giderilmediği gerekçesiyle CMK’nın 231. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
Kanun’a aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak hükmün BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.