Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/8805 E. 2015/7024 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8805
KARAR NO : 2015/7024
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/257387
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/05/2011
NUMARASI : 2010/551 (E) ve 2011/358 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi; kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, katılan vekilinin temyizinin sadece sanıklar A.. K.., E.. Y.. ve E.. D.. hakkındaki beraat kararlarına yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
I- Sanıklar A.. K.., E.. Y.. ve E.. D.. hakkında kurulan beraat kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik katılan vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak. TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
II- Sanık M.. K..’nın temyizine yönelik incelemede ise;
1- 2006, 2007 ve 2008 takvim yılllarında sahte fatura düzenlendiğinin iddia edildiği olayda sanığın savunmasında, A. B. isimli kişinin teklifi ile sigortalı çalışacağını düşünerek kendisine bir kısım evrak imzalattığını, daha sonra notere giderek bazı evrakı da orada imzaladığını, sahte belge düzenlemediğini, fatura düzenleyen şirket ile ilgili faaliyetinin ve bilgisinin olmadığını beyan etmesi, sahte olarak düzenlendiği iddia edilen faturaların bağlı olduğu şirketin sorumluluğunun noter tarafından düzenlenen 15.11.2006 tarihli vekaletname ile A. B. tarafından sanığa devredildiğinin anlaşılması karşısında; sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki “Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerektiği ve dosya içerisinde faturaların bulunmadığı görülmekle; öncelikle suça konu faturaların aslı ya da onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, bu kapsamda faturaları alıp kullanan kişi veya şirketler hakkında düzenlenmiş ise vergi suçu raporu ve eklerinin onaylı örnekleri getirtilerek, anılan raporlarla ilgili olarak faturaları kullanan kişi ve şirket yetkilileri hakkında dava açılmış olup olmadığının ilgili vergi dairesinden araştırılması, açılmış ise mümkünse davaların birleştirilmesi mümkün olmadığı takdirde akıbetleri sorulup, dava dosyaları getirtilip incelenerek bu
davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyenin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları düzenleyen kişi ve şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, ayrıca savunmada ismi geçen A. B. isimli kişinin araştırılarak bulunması halinde sanığın anılan şirket ile ilgili faaliyeti olup olmadığı, fatura düzenleyip düzenlemediği konusunda bilgi ve görgüsü sorulduktan sonra gerekirse faturalardaki imza ve yazıların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda imza ve yazı incelemesi yaptırılması; tüm bu araştırmaların sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yetinilerek mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Kabule göre de;
Her takvim yılındaki eylemlerin zincirleme şekilde ayrı suç oluşturacağı cihetle; sanığın 2006-2007 ve 2008 takvim yıllarında birden fazla sahte fatura kullandığının iddia ve kabulüne rağmen tek suç kabulüyle karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık M.. K..’nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.