Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/8790 E. 2015/7467 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8790
KARAR NO : 2015/7467
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/283394
MAHKEMESİ : Adana 6. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/06/2011
NUMARASI : 2010/302 (E) ve 2011/682 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihlerine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I- Sanık hakkında sahte belge düzenlemek ve kullanmak suçlarından kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- 18.03.2010 tarihli vergi suçu ve ekindeki vergi tekniği raporunun “2009 takvim yılında sahte belge düzenlemek” suçuna ilişkin olduğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 367. maddesi uyarınca dava şartı olan mütalaanın da vergi suçu ve ekindeki raporlara atıf yapılarak aynı suçtan verildiği halde iddianamede mütalaa ve ekindeki raporlara aykırı şekilde “2009 yılında sahte belge düzenlemek ve kullanmak” suçundan kamu davası açıldığı, sahte fatura kullanmak suçundan verilmiş bir mütalaa bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan ”sahte fatura kullanmak” ve ”sahte fatura düzenlemek” eylemlerinin birbirine de dönüşmeyeceği dikkate alınarak, açılan davada CMK’nın 223/8. madde ve fıkrası gereğince durma kararı verilerek, idareden, ”2009 takvim yılında sahte belge kullanmak” suçundan dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği sorularak, sonucuna göre; sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden ve suçu vasıflandırmadan “vergi kanunları uyarınca tutulan belgelerde sahtecilik”ten bahisle hüküm kurularak çelişki yaratılıp hangi suçtan hüküm kurulduğu açıkça belirtilmeyerek CMK’nın 225/1. maddesine muhalefet edilmesi,
2- Sahte belge düzenleme ve kullanma suçlarında suçun maddi konusunun Vergi Kanunları uyarınca düzenlenen, saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan belgeler olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ” Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun’un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de suça konu fatura, sevk irsaliyesi ve müstahsil makbuzlarının Vergi Usul Kanunu’nunda öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, 18.03.2010 tarihli vergi tekniği raporunda düzenlendiği belirtilen suça konu belgelerin onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile yetinilerek karar verilmesi,
II- Sanık hakkında defter ve belgelerini gizlemek suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- 5271 sayılı CMK’nın 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, Gelir İdaresi Başkanlığı A.. B..’nın 05.05.2010 tarih ve 3350 sayılı mütalaası, bu mütalaanın dayanak aldığı 18.03.2010 tarih ve 25 sayılı vergi suçu raporu ile mütalaa ve vergi suçu raporuna uygun olarak düzenlenen Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 13.05.2010 tarih ve 2010/12047 esas sayılı iddianamesiyle sanık hakkında 2005-2006-2007 takvim yıllarına ait defet ve belgeleri ibraz etmemesi nedeniyle dava açıldığı anlaşılmasına karşın, dava açılmayan 2008-2009 takvim yıllarına ilişkin defter ve belgelerin teslimine dair 25.12.2009 tarihinde yapılan tebligata rağmen teslim edilmemesi eylemi nedeniyle sanık hakkında hükmolunan ceza TCK’nın 43. maddesi uyarınca arttırım yapılarak fazla ceza tayini,
2- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasını geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c maddesinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsamda dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmemek suçunda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında adli sicil kaydında engel sabıkası bulunmayan ve takdiri indirim uygulanan sanık hakkında katılan kurum zararını gidermediğinden bahisle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki bozma düşüncesi yerinde görülüp onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.