YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8780
KARAR NO : 2015/6586
KARAR TARİHİ : 04.11.2015
Tebliğname No : 11 – 2011/290068
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/07/2011
NUMARASI : 2010/763 (E) ve 2011/487 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihlerine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanığın sorgusunda; sahte fatura düzenlediği kabul edilen şirketin kendi adına kurulmasına karşın şirketle gerçekte bir ilgisinin bulunmadığını, kandırıldığını, şirketin yerini dahi bilmediğini beyan etmesi ve sanık müdafiinin temyiz isteminde, sanık adına şirket kurduran kişiler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/23624 sayılı dosya ile soruşturma yürütüldüğünü bildirmesi karşısında bu soruşturmanın akıbeti araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Sanığın yetkilisi olduğu şirketin 2009-2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediğinin kabul edildiği olayda; sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme yapılmadığı görülmekle, bu şirketler hakkında düzenlenmiş ise vergi tekniği raporları ve eklerinin onaylı örnekleri getirtilerek, anılan raporlarla ilgili olarak faturaları kullanan şirket yetkilileri hakkında dava açılmış olup olmadığının ilgili vergi dairesinden araştırılması, açıldığının tespiti halinde mümkünse birleştirilmesi mümkün olmadığı takdirde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları kullananların yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları kullanan şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması; sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunun’un 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ”Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunun’un 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, dosya içine faturaların konulmadığı görülmekle; suça konu faturaların onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, tüm bu araştırmaların sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yetinilerek mahkumiyet kararı verilmesi,
3- Kabule göre de;
213 sayılı VUK’nın 359. maddesinin (a) fıkrasındaki cezanın alt sınırının, 08/02/2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanun’un 276. maddesi ile “altı ay” dan, “bir yıl” hapis cezasına yükseltilmesi, madde metninde 03/07/2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/06/2009 tarih ve 5904 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle yapılan değişiklikle de cezanın alt sınırının on sekiz aya yükseltilmiş olması karşısında, suç tarihi itibariyle anılan maddede öngörülen hapis cezasının asgari haddinin “onsekiz ay” olduğu gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılarak eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki bozma düşüncesine uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakların saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.