Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/8746 E. 2015/6588 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8746
KARAR NO : 2015/6588
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/219072
MAHKEMESİ : Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2011
NUMARASI : 2010/615 (E) ve 2011/169 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1- 213 sayılı Kanun’un 139/2. maddesi uyarınca, incelemenin dairede yapılmasını gerektiren nedenlerden birinin varlığı önceden belirlenmeden faaliyetini sürdüren mükelleflere defter ve belgelerin ibrazı için yapılan tebligatlar hukuken geçerli olmamakla birlikte, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından, işyerinin tebligat tarihinde faal olup olmadığı araştırılarak, sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerekirken eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a- Sanığın adli sicil kaydındaki 3167 sayılı Kanun’un 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyete ilişkin sabıka ilamlarının, 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüşmesi karşısında engel adli sicil kaydı bulunmaması nedeniyle cezası ertelenen sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilip verilmeyeceğinin yeniden tartışılmasında zorunluluk bulunması,
b- Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının ertelenmesi karşısında, TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendi yönünden sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından anılan fıkra hükmünün uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki bozma düşüncesine uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.