Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/8712 E. 2015/6628 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8712
KARAR NO : 2015/6628
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/209152
MAHKEMESİ : Gaziantep 18. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/02/2011
NUMARASI : 2009/443 (E) ve 2011/75 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ”Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, vergi inceleme raporlarında faturaların varlığından söz edilmesine rağmen dosya içine konulmadığının anlaşılması karşısında;
Öncelikle suça konu 01.12.2007, 05.12.2007, 10.12.2007 ve 13.12.2007 tarihli faturaların onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, ardından sanığın 25.10.2007-31.12.2007 tarihleri arasında kayıtlarına gider olarak yansıttığı ancak vergi raporuna göre gerçek bir alıma dayanmayan faturaları düzenleyen mükellefler M. A., M. A. ve M. Ö. hakkında düzenlenmiş ise vergi inceleme raporları ve eklerinin aslı veya onaylı örnekleri getirtilerek, anılan raporlarla ilgili olarak adı geçenler hakkında dava açılmış olup olmadığının ilgili vergi dairesinden araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek mümkün olması halinde birleştirilmesi aksi halde bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi ve anılan kişilerin tanık sıfatıyla dinlenerek sanığa bakım gideri, lastik ve motorin hizmeti verip vermedikleri ve karşılığında da 25.10.2007 – 31.12.2007 tarihleri arasındaki faturaları düzenleyip düzenlemediklerinin sorulmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Kabule göre ise;
a-Sahte fatura düzenlemek suçunun cezası, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4369 sayılı Kanun ile değişik 359/b-1 maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis iken 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle anılan maddedeki suç için üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü nazara alındığında, 13.12.2007 olarak belirlenen suç tarihinde sahte fatura düzenlemek suçunun cezasının asgari haddinin 18 ay olduğunun gözetilmemesi, gerekçe ve kabulün 2007 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçu olduğu cihetle; uygulama maddesinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b-1. maddesi yerine 359/a-2 olarak yazılması,
b-2007 takvim yılında birden fazla sahte fatura düzenlenmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesi uyarınca hükmolunan ceza üzerinden arttırım yapılmaması,
c-Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının ertelenmesi karşısında, TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının (e) bendinin uygulanmasının takdire bağlı olduğu, (c) bendi yönünden ise sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından fıkra hükmünün uygulanamayacağı ve (a),(b),(d) bentlerinin uygulanmasının zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
d-5237 sayılı TCK’nın 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında; mahkemece “denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde sanığın ertelenen cezasının tamamen infaz kurumunda çektirilmesine” karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak hükmün BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.