Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/8664 E. 2015/7001 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8664
KARAR NO : 2015/7001
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/117712
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/10/2010
NUMARASI : 2009/835 (E) ve 2010/974 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Y. Vergi Dairesinin mükellefi olup toptan ve perakende hırdavat ticareti ile uğraşan sanığın, gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasında bulunmaksızın 2007 takvim yılında sahte fatura düzenlediğinin iddia olunduğu, sanığın suçlamayı kabul etmeyerek sahte fatura düzenlemediğini savunduğu, davanın dayanağını oluşturan 09.06.2009 gün ve VDENR-2009-…sayılı vergi suçu ve tekniği raporlarında, sanığın işyeri ve ikametgah adreslerinde bulunamadığı, faaliyette olduğuna dair bilgi elde edilemediği, 2007 takvim yılında KDV beyanı vermemesine rağmen form Ba ile 1.360.691.00 TL tutarında mal ve hizmet alındığının beyan edildiği belirtilmiş ise de, sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ”Bu Kanun’a göre kullanılan veya bu Kanun’un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, vergi tekniği raporunda faturaların varlığından söz edilmesine rağmen dosya içinde fatura asılları veya onaylı örneklerinin bulunmadığının anlaşılması karşısında; suça konu faturaların onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, faturaları kullananlar belirlenip sanıktan alınıp alınmadığı hususunda ifadelerine başvurulması, gerektiğinde faturalardaki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığı hususunda imza incelemesi yaptırılarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a-5271 sayılı CMK’nın 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, A. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 05.08.2009 tarih ve 2009/..Esas sayılı iddianamesi ile A. Vergi Dairesi Başkanlığı’nın mütalaası, vergi suçu ve tekniği raporlarına uygun olarak sanık hakkında, ”2007 takvim yılında sahte fatura düzenlemek ” suçundan kamu davası açıldığı, sahte fatura kullanmak suçundan açılmış bir dava ve yargılama koşulu olan mütalaa bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan sahte fatura düzenlemek ve sahte fatura kullanmak suçlarının birbirine dönüşmeyeceği de gözetilmeden, kararın gerekçe kısmında sahte fatura düzenlemek suçunun sübutu kabul olunmasına karşın kısa ve gerekçeli kararda iddianame dışına çıkılarak sanığın 2007 takvim yılında sahte fatura kullandığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Sanığın aynı takvim yılında değişik tarihlerde birden fazla sahte fatura kullandığının kabul edilmesine karşın hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
c-5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanun’a aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, ceza süresi yönünden kazanılmış hakkın gözetilmesi yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.