Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/8232 E. 2015/6139 K. 26.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8232
KARAR NO : 2015/6139
KARAR TARİHİ : 26.10.2015

Tebliğname No : 7 – 2012/305138
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/05/2012
NUMARASI : 2009/447 (E) ve 2012/491 (K)
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanıkların tek fiile birden çok hak sahibine karşı aynı suçu işlemesi ve hak sahiplerinin şikayetçi olması karşısında, sanıklar hakkında TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanmaması,
2- Gün adli para cezası paraya çevrilirken, uygulama maddesinin TCK’nın 52/2. maddesi yerine, TCK’nın 50 ve 52. maddeleri olarak gösterilmesi suretiyle CMK’nın 232/6. fıkrasına aykırı davranılması,
3- 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK’nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanıklar hakkında aynı Kanun’un 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir.” denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit
edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı halde, mahkemece ” zararın giderilmesi şartının gerçekleşmediği ” gerekçesiyle sanıklar hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiinin ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.