Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/7709 E. 2015/3617 K. 02.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7709
KARAR NO : 2015/3617
KARAR TARİHİ : 02.07.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/177556

Haksız rekabet suçundan meçhul şüpheliler hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/10/2014 tarihli ve 2014/2417 soruşturma, 2014/1967 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bursa 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/01/2015 tarihli ve 2014/2370 değişik iş sayılı Kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 11/05/2015 gün ve 30230 sayılı Kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/05/2015 gün ve KYB.2015-177556 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut olayda, müşteki S… şirketinde çalışan işçilerin işten çıkarıldığı gerekçesi ile adı geçen şirket aleyhine 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 55. maddesinde yer alan kötüleme eyleminin gerçekleştiğinin iddia edilmesi karşısında, söz konusu eylemlerin yaygınlığı ve niteliği etkili bir soruşturma ile belirlenerek anılan maddenin 1-a-l. bendinde yer alan kötüleme fiillerini oluşturup oluşturmadığının tespit edilmesi gerektiği, ancak soruşturma aşamasında şikayet konusu eylemleri gerçekleştiren kişiler belirlenip savunmalarına başvurulmadığı, eylemlerin hukuki nitelendirmesini sağlayacak etkili bir araştırma yapılmadan eksik soruşturma ile karar verildiği gözetilerek itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın Kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan Kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
Olağanüstü bir Kanun yolu olan Kanun yararına bozma müessesesinin konusunu oluşturabilecek Kanuna aykırılık halleri, olağan Kanun yolu olan temyiz nedenlerine göre dar ve kısıtlı tutulduğunda kesin hükmün otoritesi korunmuş olur.
26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve bu karar esas alınmak suretiyle verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairelerin süreklilik arz eden kararlarında belirtildiği üzere, kabul edip etmemenin hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar ile kanıtların değerlendirilmesine ilişkin kararlar kanun yararına bozma konusu olamaz.
Kanun yararına bozma talebine konu olayda, şikayet konusu eylem nedeniyle Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara ait dosyadaki belgeler, müşteki vekilinin talepleri Mahkemece incelenip tartışılarak ve bu hususlarda delil takdiri yapılarak verilen karar aleyhine Kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği cihetle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 02/07/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.