Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/6201 E. 2015/4958 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6201
KARAR NO : 2015/4958
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

Tebliğname No : 7 – 2012/175239
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/01/2012
NUMARASI : 2011/528 (E) ve 2012/9 (K)
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Sanık M.. O.. hakkında hükmolunan beraat kararına karşı yapılan temyiz incelemesinde,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanık Mehmet’in işyeri sahibi olduğu, suça konu ürünlerin sanığın işyerinde ele geçirilmesi ve taklit olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğundan sanığın üzerine atılı bulunan suçtan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
B- Sanık M.. Ç.. hakkında hükmolunan mahkumiyet ve ceza verilmesine yer olmadığına dair kararlara yönelik temyiz incelemesinde,
1- Aynı gün sanığın işyerinde yapılan aramada farklı firmalar adına tescilli markaların taklidi olan ürünlerin bulunması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 43/2. maddesi gereğince aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi sebebiyle zincirleme suç kapsamında kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2- 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK’nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı yasanın 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir.” denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığından mahkemece “sanığın müdahil tarafın zararını karşılamadığı” gerekçesiyle sanık hakkında CMK 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Suç tarihinin 15.06.2011 olmasına rağmen 13.06.2011 yazılarak CMK’nın 232. maddesine aykırı davranılması,
4-Yerel mahkeme davaya Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi sıfatıyla baktığından dolayı 1800,00 TL vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken 1200,00 TL olarak hükmedilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık M.. Ç.. ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.