YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6050
KARAR NO : 2015/8255
KARAR TARİHİ : 08.12.2015
Tebliğname No : 7 – 2012/167735
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/01/2012
NUMARASI : 2011/533 (E) ve 2012/10 (K)
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-O Yer Cumhuriyet Savcısının sanık O.. K..’a yönelik temyizinin incelenmesinde;
Sanığa ait işyerinde yapılan aramada müşteki ve katılan firma adına tescilli markaları taşıyan ürünlerin raflarda dizili şekilde ele geçirildiği, alınan bilirkişi raporunda suça konu ürünlerin taklit olduğunun tespit edildiği dolayısıyla da bu ürünleri satmak amacı ile bulundurduğunun anlaşılması karşısında, mahkumiyeti yerine, yerinde görülmeyen gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
2-O Yer Cumhuriyet Savcısının sanık Y.. G..’e yönelik temyizinin incelenmesinde;
a) Aynı gün yapılan aramada farklı firmalar adına tescilli markaların taklidi olan ürünlerin satışa sunulduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında tayin olunan cezanın TCK’nın 43/2. maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK’nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanun’un 231/6-c. maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir.” denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece “müdahil tarafın zararını karşılamadığı” gerekçesiyle sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
c) Dosyada, T…. H…. Licensing ve F.. L.. şirketlerinin, Av. S.. M..’a verdiği vekâletname veya yetki belgesi bulunmadığı halde bu şirketler adına katılma kararı verilerek, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi,
d) TPE den tescil belgelerinin aslı veya onaylı örneklerinin denetime elverişli şekilde dosya içine alınmadan hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.