Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/5667 E. 2015/7319 K. 17.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5667
KARAR NO : 2015/7319
KARAR TARİHİ : 17.11.2015

Tebliğname No : 7 – 2012/90384
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2011
NUMARASI : 2011/300 (E) ve 2011/902 (K)
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylem nedeniyle sanık hakkında Adana 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 13/12/2011 tarih ve 2011/439 Esas, 2011/901 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2015/. Esasına kayıtlı dava dosyasının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında;
Anılan dosya incelenerek, birleştirilmesi ile suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
2-Kabule göre de;
a)Sanık hakkında seyyar tezgahında bandrolsüz CD’ler ele geçtiğinden bahisle 5846 sayılı Kanun’un 81/4 fıkrası gereğince kamu davası açılıp, olayda ele geçen “S.” ve “B. B.’’ isimli filmler için ilgili evraklarla birlikte S.. S..’in şikayetçi olması üzerine sanık hakkında 71/1,81/13 fıkraları gereğince hüküm kurulmuş ise de, katılan S.. S..’e soruşturma aşamasında 25/04/2011 tarihinde bilirkişi raporunun gönderildiği, katılan S.. S..’in şikayet dilekçesi vermediği, daha sonra mahkemesince yapılan 14/10/2011 tarihli bildirim üzerine 25/11/2011 havale tarihli dilekçe ile sanık hakkında şikayetçi olup katılma talebinde bulunduğunun anlaşılması karşısında;
5846 sayılı Kanun’un 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değişik soruşturma ve kovuşturma usulünü düzenleyen 75. maddesindeki “71 ve 72. maddelerde sayılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikayete bağlıdır. Yapılan şikayetin geçerli kabul edilebilmesi için hak sahiplerinin veya üyesi oldukları meslek birliklerinin haklarını kanıtlayan belge ve sair delilleri Cumhuriyet Başsavcılığına vermeleri gerekir. Bu belge ve sair delillerin şikayet süresi içinde Cumhuriyet Başsavcılığına verilmemesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir” şeklindeki düzenlemeye göre katılan vekilinin dava konusu materyal ile ilgili olarak 6 aylık yasal şikayet süresi içerisinde hak sahibi olduğunu kanıtlayan belgeleri ibraz etmediği ve bu nedenle sanık hakkında 5846 sayılı Kanun’un 71/1 ve 81/13. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
b)Mükerrir sanık hakkında, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi
c)TCK’ nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, sanığın 1. fıkranın (c) bendinde belirtilen kendi altsoyu üzerindeki velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmeye, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
d)Suç tarihi 28/03/2011 olduğu halde gerekçeli karar başlığında 28/03/2010 yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,17/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.