Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/5546 E. 2015/5891 K. 20.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5546
KARAR NO : 2015/5891
KARAR TARİHİ : 20.10.2015

Tebliğname No : 7 – 2012/118004
MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/03/2010
NUMARASI : 2009/530 (E) ve 2010/301 (K)
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın Mahkemeye bildirmiş olduğu son adresin, birleşen 2009/947 Esas, 2010/240 sayılı dosyanın 03/02/2010 tarihli duruşmasındaki “Ç… cad. İ.. Sok. No: 17 D:1 Bahçelievler – İstanbul adresi olduğu ve yoklukta verilen hükmün bu adrese tebliğe çıkartılması gerekirken, sanığın daha öncesinde beyan ettiği adresine 7201 sayılı Kanun’un 35. maddesine göre yapıldığı, bu tebligatın geçerli kabul edilemeyeceği tespit edildiğinden, sanığın 02/04/2012 tarihli temyiz diilekçesinin öğrenme üzerine süresinde olduğu ve eski hale getirme talebinin kabulünün gerektiği değerlendirilerek,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
I- Sanık hakkında 21/10/2009 tarihli suça ilişkin olarak verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanığın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
II- Sanık hakkında 09/04/2009 ve 07/05/2009 tarihli suçlara ilişkin olarak verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/17 sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu cihetle; suç ve iddianame tarihleri dikkate alındığında hukuki kesintinin iddanamenin düzenlenmesiyle gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla kez işlediği anlaşıldığından, sanık hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması yerine ayrı ayrı ceza tayini yoluna gidilmesi,
2- Mükerrir olan sanık hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik uygulama kararının TCK’nın 58/6-7 bentleri uyarınca uygulanmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece sevk maddesi olarak 5275 sayılı Kanun’un 108/4. maddesinin gösterilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.