Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/51 E. 2015/3259 K. 25.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/51
KARAR NO : 2015/3259
KARAR TARİHİ : 25.06.2015

Tebliğname No : KYB – 2014/364597

4320 sayılı Ailenin Korunması Hakkında Kanun’a aykırılık suçundan sanık İ.. K..’ın, aynı Kanun’un 2/son maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62/1. 50/1-a maddeleri uyarınca 1.500 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Çorlu 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/04/2012 tarihli ve 2011/806 Esas, 2012/477sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığının 27/10/2014 gün ve 63614 sayılı Kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/11/2014 gün ve KYB.2014-364597 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 20/03/2012 tarihli ve 28239 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/03/2012 gün ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 23/1. Maddesi ile 14/01/1998 tarihli ve 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’un tümüyle yürürlükten kaldırılması karşısında karar tarihinde yürürlükte bulunmayan Kanun hükmüne istinaden ceza tesisinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın Kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
14.04.2011 gün ve 27905 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 23. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 272. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde “hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere sonuç olarak belirlenen 3.000 Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı istinaf yasa yoluna başvurulamayacağı” şeklinde yapılan değişiklik ve 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’a eklenen “bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı temyiz yoluna başvurulamaz” şeklindeki geçici 2. maddesi göz önünde bulundurulduğunda, 14.04.2011 tarihinden sonra doğrudan hükmolunan 3.000 Türk Lirasına kadar olan adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümlerinin kesin nitelikte olduğu, ancak hapis cezasından çevrilen adli para cezalarının ise temyiz yasa yoluna açık olduğu cihetle, kanun yararına bozma istemine konu katılanın ve sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünde sanık İ.. K..’ın hapis cezasından çevrilen adli para cezasına mahkum edilmesi nedeniyle temyiz yasa yolunun açık olmasına rağmen hükmün kesin olduğunun belirtmesi suretiyle, temyiz hakkı bulunan katılan ve sanığın yanıltıldığı, sanığa yasa yolu, süresi, mercii ve başvuru şeklinin açıkça gösterildiği tebligat gönderilmiş ise hükmü temyiz hakkı bulunan katılan H. K. yasa yolu, süresi, mercii ve başvuru şeklinin açıkça gösterildiği meşruhatlı tebligat gönderilmemesi nedeniyle hükmün kesinleşmediği anlaşıldığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin bu nedenle REDDİNE, 25/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.