Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/4968 E. 2015/2670 K. 11.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4968
KARAR NO : 2015/2670
KARAR TARİHİ : 11.06.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/134388

Borçlunun ödeme şartını ihlâli suçundan sanık R.. Ö.. hakkında yapılan yargılama sonucunda 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Mersin 2. İcra Ceza Mahkemesinin 05/06/2013 tarihli ve 2013/169 esas, 2013/356 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Mersin 3. İcra Ceza Mahkemesinin 10/07/2013 tarihli ve 2013/254 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığının 09/04/2015 gün ve 25410 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/04/2015 gün ve KYB.2015-134388 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 2004 sayılı Kanun’un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, 12/10/2011 tarihli haciz sırasında alınan taahhütnamede toplam faiz olarak 632,46 Türk Lirası belirtilmiş ise de, bu faizin hangi dönemleri kapsadığı, icra takibinin kesinleştiği tarihten taahhüt tarihine kadar işlemiş ve taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklık olmadığı gibi alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı ve bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle itirazın kabulü ile sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, sanığın aleyhine sonuç doğuracak surette itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/02/2001 tarih ve 2001/8-19 Esas, 2001/26 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; ödeme şartının ihlali eyleminin oluşabilmesi için, düzenlenen tutanakta; düzenleme tarihinin, takibe konu olan borç miktarının, başvuru ve tahsil harcının, vekalet ücretinin, icra masrafları ile icra takibinin kesinleştiği tarihten taahhüt tarihine kadar işlemiş ve taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faizin ayrıntılı olarak gösterilmesinin ve yine alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat etmesi halinde ise bu beyanının da tutanağa ayrıca yazılmasının gerektiği, ödenecek toplam miktarın bu şekilde rakamsal olarak belirlenmesinden sonra, tarafların belirlenen miktar üzerinde icap ve kabulde bulunmasının zorunlu olduğu ve alacaklının sadece tutanağı imzalamasının yeterli olmayıp ödeme şartı konusunda borçlunun icabını kabul ettiğine ilişkin beyanının tutanağa açıkça yazılmasının gerektiği, alacaklı tarafın kabul beyanın tutanakta yer almaması halinde ise ödeme şartını kabul ettiğine dair kabul muhtırasının borcun ödenmesinin taahhüt edildiği tarihinden önce borçluya tebliğ edilmesinin zorunlu olduğu ve dosya kapsamındaki taahhüt tutanağında imzası bulunan alacaklı vekilinin ödeme şartını kabul ettiğine ilişkin beyanının bulunmadığının anlaşılması karşısında,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Mersin 3. İcra Ceza Mahkemesinin 10/07/2013 tarihli ve 2013/254 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, kabahatli hakkında ödeme şartını ihlal eyleminden dolayı hükmolunan tazyik hapsi cezasının kaldırılmasına; 11/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.