Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/4496 E. 2015/2291 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4496
KARAR NO : 2015/2291
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

Tebliğname No : 2012/28671
MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa(Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/06/2011
NUMARASI : 2009/329 (E) ve 2011/587 (K)
SUÇ : Haksız Rekabet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Suça konu eşya hakkında mahalinde her zaman karar verilmesi olanaklı görülmüştür,
Sanık hakkında 554 sayılı KHK’nın 48/A-c maddesi uyarınca cezalandırılması için kamu davası açılmıştır. Bu maddenin atıf yaptığı 48. maddede ise kararname hükmüyle suç tanımları düzenlenmiştir. 5252 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde “Diğer kanunların. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili Kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.” 5237 sayılı TCK’nın 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5/1. maddesinde “Bu kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır” ve aynı kanunun genel hükümleri arasında bulunan 2. maddesinin birinci fıkrasında ise “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Olayımızda sanığa atılı eylem, ceza içeren özel bir hukuk düzenlemesi olup, 5. maddede sözü edilen özel ceza kanunları ya da ceza içeren kanunlar kapsamında bulunmaktadır. O halde atılı eylem, TCK’nın 2. maddesi hükmü kapsamında değerlendirilmelidir. Bu duruma göre, KHK hükmüyle getirilen bu düzenleme TCK’nın 2. maddesinde öngörülen kanunilik ilkesine uygun bulunmamaktadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi 05.02.2009 gün ve 2005/57 E. 2009/19 K. sayılı iptal kararı gerekçesinde kanunsuz suç ve ceza konulamayacağını, Kanun Hükmünde Kararname hükmüyle suç ve ceza getirilemeyeceğini açıkça vurgulamıştır. Bu durum karşısında, 5252 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi ile TCK’nın 2. maddesi ve 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; 554 sayılı KHK’nin suç tanımlayan hükümlerinin tümüyle zımni olarak ilga edildiğinin (örtülü olarak yürürlükten kaldırıldığının) kabulü gerekmektedir. Bu hukuki değerlendirmeye göre atılı eylem 554 sayılı KHK hükümleri kapsamında suç oluşturmayacaktır.
Öte yandan 554 sayılı KHK’ye göre suç oluşturmayan eylemin Türk Ticaret Kanununda düzenlenen haksız rekabet suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususunun da bu noktada ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. 4128 sayılı Kanunun 554 sayılı KHK’ye eklenen ceza hükmünün yürürlüğe girmesiyle birlikte bu hükümler daha önceden yürürlükte bulunan ve aynı hukuki değeri koruyan diğer kanunlardaki ceza hükümlerini zımni olarak yürürlükten kaldırmış olduğundan, bu nedenle, 554 sayılı KHK ile koruma altına alınan endüstriyel tasarımlar yönüyle sanığa atılı eylem haksız rekabet suçunu da oluşturmamaktadır. Açıklanan nedenlerle;
Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılanlar vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE SONUCU İTİBARİYLE DOĞRU OLAN HÜKMÜN ONANMASINA, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.