Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/3685 E. 2015/2364 K. 04.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3685
KARAR NO : 2015/2364
KARAR TARİHİ : 04.06.2015

Tebliğname No : KYB – 2013/156044

Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan sanık A.. K.. hakkında, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 337/a maddesi gereğince 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Antalya 2. İcra Ceza Mahkemesinin 01/07/2009 tarihli ve 2007/5193 esas, 2009/849 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığının 22/04/2013 gün ve 26486 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/05/2013 gün ve KYB.2013-156044 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, Anayasanın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkı göz önünde bulundurularak, sanığın üzerine atılı ticareti usulüne aykırı terk suçunda duruşma davetiyesinin sanığın terk ettiği ileri sürülen adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligatın geçersiz olduğu, bu nedenle savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağı gözetilmemesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanıklar S.. T.. ve A.. K.. hakkında alacaklı vekilinin 27/09/2007 tarihli şikayet dilekçesi ile ticareti terk etmek hükmüne aykırı davranmak suçundan İİK’nın 44. 337/A maddelerinin uygulanması istemi ile dava açıldığı, mahkemece sanıkların aynı suçlamalarla ilgili hükümlülüğüne karar verildiği, kararın kesinleşmesini müteakiben kanun yararına bozma isteminde bulunulması üzerine Yargıtay 11. CD’nin 09/01/2013 tarih ve 2012/18621 E, 2013/287 K sayılı kararı ile sanık S.. T.. yönünden kararın kesinleşmemesi nedeniyle kanun yararına bozma incelemesi dışında bırakılarak diğer sanık A.. K.. yönünden kanun yararına bozma isteminin reddine karar verildiği, ancak savunma hakkının kısıtlanması hususunda kanun yararına bozma yoluna gelinmesi hususunun takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına gönderildiği, sanık S.. T.. yönünden mahallince temyiz formu düzenlenerek dosyanın Yargıtay’a temyiz incelemesi için gönderildiği, diğer sanık A. K.. yönünden ise dosyanın onaylı fotokopisi ile kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından temyiz incelemesine konu S.. D.. T.. dosyası hakkında tebliğname düzenlenerek temyiz incelemesi için ilgili Yargıtay dairesine gönderilmesi gerekirken üst yazı ekinde kanun yararına bozma incelemesine dosyamıza eklenmesi nedeniyle temyiz incelemesi yapılamadığı anlaşılmıştır.
Sanıklar S.. D.. T.. ile A.. K..in birlikte işledikleri suç nedeniyle aynı mahkemede yargılanıp birlikte mahkum oldukları ve hükmün temyizi kabil olduğu, sanık S.. D.. T.. yönünden yapılacak temyiz incelemesi sonucunda verilecek kararın, hükmü temyiz etmeyen ve hakkındaki hükmün kesinleşmesi nedeniyle kanun yararına bozma istenen sanık A.. K..’in hukuki durumunu da etkileyebileceği, bu nedenle temyiz davası açma hakkından yararlanamayan sanık A.. K.. için, yasal şartları oluştuğunda 1412 sayılı CMUK’nın 325. maddesi gereğince bozma kararının sirayet ettirilmesi suretiyle mahallinde yargılamaya devam edilerek yeni bir hüküm kurulmasının mümkün olacağı cihetle,
İncelenen dosyada, Kanuna aykırılığı, hükmün kesinleşmesini ve infazını engelleyen usule ilişkin yasal düzenleme mevcut iken, bu yolun kullanımına başvurulmaksızın olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilmesi mümkün değildir.
Açıklanan gerekçelerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine konu ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, dosyanın sanık S.. T.. yönünden temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.