YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/34267
KARAR NO : 2018/13648
KARAR TARİHİ : 20.12.2018
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Sanık … yönünden;
Katılan vekilinin şikayeti üzerine, diğer sanık …’a ait iş yerinde 11.12.2013 günü yapılan aramada, katılan firma adına tescilli markaları taşıyan toplam 45 adet taklit tekstil ürününün ele geçirildiği, sanık …’ın aşamalarda değişmeyen savunmasında “İş yeri çalışanı olduğunu, dava konusu ürünlerin diğer sanık … tarafından kapalı olarak getirildiğini, kendisinin de mahiyetini bilmediği için bu ürünleri satışa sunduğunu” beyan etmesi ve diğer sanık …’in de bu beyanları doğrulaması karşısında, çalıştığı iş yerinde ele geçirilen 45 adetten ibaret ürünün alımı ile ilgili hiç bir tasarruf yetkisi bulunmayan ve çok sayıda ürün içerisinde bulunan dava konusu ürünlerin taklit olduğunu bilebilecek durumda olması beklenemeyecek sanık …’ın savunmasının aksine suça iştirak ettiğine dair delil bulunmadığı gözetilmeden, yerinde görülmeyen gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
2) Her iki sanık yönünden;
Uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihte uzlaşma hükümlerinin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı halde, kollukta düzenlenen matbu form üzerinde katılan vekili ile sanıklar, uzlaşmayı kabul etmediklerine dair seçeneği imzalamışlarsa da, bir hakkın doğmadan önce kullanılması söz konusu olamayacağından, uzlaşma teklifinin hukuken geçerli olmadığı anlaşılmakla, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7 maddesinin aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanıklar hakkında 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik CMK’nun 253 ve 254 maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 20.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.