Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/33634 E. 2018/13398 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/33634
KARAR NO : 2018/13398
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 7258 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
CMK’nun 119/1. maddesinin ”Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir.” yönünde düzenleme içerdiği, somut olayımızda, ihbar üzerine suç şüphesi başlamış ise de, 24.11.2013 tarihli arama ve yakalama tutanağı içeriğinden anlaşıldığına göre, arama esnasında Diyarbakır 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/1551 D. iş sayılı önleme aramasına ilişkin kararının bulunduğu ve bu kararın kapsamının şehrin giriş ve çıkışlarındaki şüpheli araç ve kişiler ile sınırlı olduğu, sanık tarafından işletilen işletmenin ise kapalı bir alan olduğundan bu hali ile usulüne uygun bir arama kararının bulunmadığı anlaşılmış, yine sanık soruşturma aşamasında alınan beyanlarında atılı suçu işlediğini kabul etmiş ise de, CMK’nun 148/4. maddesinde; “Müdafii hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.” şeklindeki düzenleme uyarınca müdafii hazır bulunmadan kollukça alınan sanığın beyanı dışında başkaca mahkumiyetine yeterli delil bulunmayan sanık hakkında bahis oynatmak eyleminin sübuta ermediği, ancak aşamalarda istikrar arzeden savunmalarında yasa dışı bahis oyunlarını kendisinin oynadığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında sanığın değişen vasfıyla sübut bulan “yasa dışı bahis oynamak” eyleminden 7258 sayılı Kanun’un 5/1-d maddesi uyarınca idari para cezasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca mahkemece idari yaptırım kararı verilebilecek ise de idari para cezasının miktarına göre aynı Kanun’un 20/2-c maddesinde yazılı 3 yıllık soruşturma zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle kabahatli (sanık) hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 18/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.