Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/32793 E. 2018/841 K. 05.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/32793
KARAR NO : 2018/841
KARAR TARİHİ : 05.02.2018

MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Cumhuriyet savcısının temyiz isteminde belirtilen sanık … hakkındaki, Ankara (Kapatılan) 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 2013/27 esas sayılı dava dosyasının, suça konu dava dosyası ile birleştirilmesi gerektiğine ilişkin düşünceye, suç ve iddianame tarihlerine göre hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşmesi nedeniyle; ele geçirilen 12.225 adet bandrolsüz kitap hakkında sanık …’in daha önce yargılandığı ve elinde kalan kitapları söz konusu depoya koyduğu yönündeki savunmasına ise itibar edilmemesi nedeniyle, tebliğnamedeki bu hususlara ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I) Sanıklar … ve … hakkında kurulan hükümlere yönelik olarak yapılan incelemede,
Yükletilen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanıkların temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
II) Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmünün incelenmesinde ise;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplumu oluşturan bireyler olduğu, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda yani suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireyler olması halinde tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylem nedeniyle sanık hakkında;
– Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 26.09.2013 tarih ve 2013/26 Esas (suç tarihi 07.01.2013 olan asıl dava dosyası yönünden), 2013/209 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2015/16576 Esasında kayıtlı olan dava dosyasının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında;
Anılan dosyanın getirtilip incelenerek mümkün olması halinde birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
2- TCK’nın 58/3. maddesindeki “tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adli para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur” amir hükmü karşısında, tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, seçimlik ceza olarak hapis cezasının tercih edilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ile O Yer Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 05.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.