Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/3264 E. 2015/6351 K. 28.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3264
KARAR NO : 2015/6351
KARAR TARİHİ : 28.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/241010
MAHKEMESİ : İzmir 21. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/02/2011
NUMARASI : 2009/1241 (E) ve 2011/69 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- 213 sayılı Kanun’un 139/2. maddesinde incelemenin dairede yapılmasını gerektiren nedenlerden birinin varlığı önceden belirlenmeden mükelleflere defter ve belgelerin ibrazı için yapılan tebligatların hukuken geçerli olmayacağı, dosya içinde bulunan vergi suçu raporundan suç tarihinde sanığın yetkilisi olduğu şirketin ticari faaliyetine devam ettiğinin tam olarak anlaşılamaması karşısında, sanığın suç tarihinde yetkilisi olduğu şirkete ilişkin ticari faaliyetinin devam edip etmediği araştırılarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden,eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a- 213 sayılı VUK’nın 359. maddesinin (a) fıkrasındaki cezanın alt sınırının, 08/02/2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanun’un 276. maddesi ile “altı ay” dan, “bir yıl” hapis cezasına yükseltilmesi, madde metninde 03/07/2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/06/2009 tarih ve 5904 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle yapılan değişiklikle de cezanın alt sınırının on sekiz aya yükseltilmiş olması karşısında, suç tarihi itibariyle anılan maddede öngörülen hapis cezasının asgari haddinin “bir yıl” olduğu gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılarak eksik ceza tayini,
b – Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmemek suçunda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında, adli sicil kaydı bulunmayan ve cezası paraya çevrilen sanık hakkında ertelemeye göre daha lehe sonuç doğuran CMK’nın 231. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
c- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 09.12.2008 yerine 2009 olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.