YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3219
KARAR NO : 2015/9101
KARAR TARİHİ : 23.12.2015
Tebliğname No : 11 – 2011/123625
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 31. Asliye Ceza Mahkemesi
[Kadıköy (Kapatılan) 6. Asliye Ceza Mahkemesi)
TARİHİ : 23/12/2010
NUMARASI : 2009/737 (E) ve 2010/1316 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Sanık C.. Ö.. hakkında verilen hükme yönelik katılan vekilinin temyizinde:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
II-Sanıklar D.. C.. ve S.. K.. hakkında verilen hükümlere yönelik müdafiilerinin temyizine gelince:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-A… İnş. Tur. Gıda Tic. San. Ltd. Şti’nin ortağı ve yetkilisi olan sanıkların vergi incelemesi için 23.03.2009 tarihli tebligatla istenen 2004 takvim yılına ait defter ve belgeleri ibraz etmediklerinin iddia ve kabul edildiği olayda, sanıklardan S.. K..’un 08.11.2005 tarihinden itibaren 2 yıllığına şirket müdürü seçilip şirketin bilinen en son yetkilisi olduğu ve 23.03.2009 tarihinde kendisine yapılan tebligat üzerine 2004 yılına ait defterleri vekili aracılığı ile ibraz ettiğinin anlaşılması karşısında, sadece şirket ortağı olan diğer sanık D.. C..’in üzerine atılı suçu ne şekilde işlediği karar yerinde tartışılıp gösterilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; adli sicil kayıtları bulunmayan ve cezaları ertelenen sanıklar hakkında Kanunun aradığı objektif ve sübjektif şartlar karar yerinde tartışılmadan, katılan kurumun zararının giderilmediğinden bahisle yazılı şekilde sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3)5237 sayılı TCK’nın 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında; mahkemece “denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde sanıkların ertelenen cezalarının tamamen infazına” karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm tesisi,
4)Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin isteme yazısının tebliğinden itibaren başlayan 15 günlük sürenin sonu olan 07.04.2009 yerine 2009 olarak eksik gösterilmesi suretiyle, CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve sanıklar D.. C.. ve S.. K.. müdafiilerinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.