Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/3180 E. 2015/4849 K. 30.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3180
KARAR NO : 2015/4849
KARAR TARİHİ : 30.09.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/228194
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/04/2011
NUMARASI : 2010/362 (E) ve 2011/346 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihlerine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Gerekçeli karar başlığında suça konu faturaların 2005 ve 2006 takvim yılı Aralık ayına ilişkin katma değer vergisi bildiriminde kullanılması karşısında suç tarihinin takip eden ayın 21. günü; 2007 takvim yılı Aralık ayı için ise 25. günü olduğu gözetilmeden suç tarihinin sırasıyla 21.01.2006, 21.01.2007 ve 25.01.2008 yerine 25.03.2010 olarak gösterilmesi mahallinde giderilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş; her takvim yılındaki eylemlerin ayrı suç olduğu gözetilmeden tek suç kabulüyle eksik ceza tayini karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun tarafından sanıklar tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Sanıklar hakkında hükmedilen kısa süreli olmayan hapis cezasının ertelenmesi karşısında, TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendi yönünden sanıkların kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından anılan fıkra hükmünün uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanıklar müdafinin temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hükümlerin TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkartılarak yerine ayrı ayrı olmak üzere “Sanığın, TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1.fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın cezası ertelenen sanık hakkında uygulanmamasına,” yazılması suretiyle DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümlerin bu bağlamda ONANMASINA, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.