Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/2807 E. 2015/6334 K. 28.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2807
KARAR NO : 2015/6334
KARAR TARİHİ : 28.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/20566
MAHKEMESİ : Bakırköy 32. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/06/2010
NUMARASI : 2008/1194 (E) ve 2010/428 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanıkların, 2006 yılının Aralık döneminde KDV matrahı beyan ettiği anlaşıldığından, suç tarihinin 2006 yılı Aralık ayı olduğu anlaşılmış ve karar başlığına yazılmayan suç tarihinin mahallinde karara eklenmesi mümkün görülmüş, iddianame ile 2004, 2005 ve 2006 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından kamu davası açılmasına karşın mahkemenin hangi yıldan karar verdiği anlaşılmadığı ayrıca sanıklar hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan verilen beraat kararını sadece katılan vekilinin temyiz ettiği, tebliğnamede yazdığı şekliyle sanık H.. G..’ in bir temyizinin bulunmadığı cihetle; tebliğnamenin (1) numaralı düşme kararına yönelik düşüncesine iştirak olunmamış ve temyiz eden kısmına sanık ismi yazılmasının sehven yapılan bir hata olduğu kabul edilip temyiz incelemesi, katılan vekilinin her iki sanık yönünden üç takvim yılından verilen beraat kararına hasren yapılmıştır.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-UYAP aracılığıyla elektronik ortamda MERNİS sisteminden alınan nüfus kayıt örneğine göre, sanık H.. G..’ in hükümden sonra 22.10.2014 tarihinde öldüğü anlaşıldığından, sanığın hukuki durumunun mahkemesince yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Sanık M.. T..’ın 2004, 2005 ve 2006 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, faturaların ele geçmediği gerekçesiyle beraat kararı verilmiş ise de; sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ”Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, Vergi Dairesi’ nin cevabi yazısında faturalara, kullanan firmalar nezdinde rastlanabileceğinin belirtilmesi karşısında;
Öncelikle düzenlendiği iddia edilen suça konu faturaların onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, şekil şartlarını taşıdığının anlaşılması durumunda; 26.05.2008 tarihli vergi tekniği raporunda, şirketin yapılan yoklamalarla tespit edilen teknik donanım, iş gücü ve sermaye yapısı ile faaliyetin icrasını gerçekleştirmesinin mümkün olmadığı, yüksek miktarda matrahlı KDV beyannamesi verdiği ve gerçek faaliyetinin bulunmadığı, işyerinde yapılan 23.11.2004 tarih ve 7480 sayılı yoklamada, sanıkların işyerinde bulunduklarının belirtilmesi, sanıklardan M.. T..’ın vergi denetmenine, 2004 yılı Kasım ayında A. K. isimli arkadaşının kendisini sigortalı yapacağını söyleyerek ikametgah kağıdını aldığını, kendisini sigortalı yaptığını düşündüğünü, oysa adına şirket kurduğunu öğrendiğini, şirket kuruluşu için kendisinin hiçbir yere gitmediğini, imza da atmadığını, şirket işleri ile ilgilenmediğini beyan etmesi ve mahkemede de aynı yönde savunmada bulunması karşısında; 23.11.2004 ve 12.05.2005 tarihli yoklama fişleri, şirketin kuruluş aşamasında düzenlenen belgeler ile suça konu faturalar temin edilerek üzerinde sanık M.. T.. yönünden imza ve yazı incelemesi yaptırılması, faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler dinlenerek sözü edilen faturaları kimden ve hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları ve bunlarla ilgili belgeler olup olmadığının sorulması ve savunmada ismi geçen A. K. da araştırılarak bulunduğu takdirde beyanın alınmasından sonra sanık M.. T..’ın hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik kovuşturma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
3-Kabule göre ise;
Farklı takvim yıllarında işlenen sahte fatura düzenlemek suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturacağı cihetle; iddianame ile 2004, 2005 ve 2006 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından kamu davası açılmasına karşın hangi yıldan beraat kararı verildiğinin belirtilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.