Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/2773 E. 2015/7006 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2773
KARAR NO : 2015/7006
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2010/342349
MAHKEMESİ : İnegöl 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/03/2010
NUMARASI : 2009/214 (E) ve 2010/334 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-2004 yılında sahte fatura kullanmak suçundan verilen karara yönelik olarak yapılan incelemede:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanık hakkında verilen mütalaanın sahte fatura düzenlemek suçuna ilişkin olduğu ve sahte fatura kullanmak suçundan verilmiş bir mütalaa bulunmadığı cihetle; 213 sayılı Kanun’un 367. maddesine göre dava şartı olan mütalaa alınmadan dava açılıp karar verilmiş ve gerekçeli karar başlığında suç tarihi 03.10.2005 olarak yazılmış ise de, sahte fatura düzenleme suçunda suç tarihinin faturanın tanzim tarihi olduğu, dava konusu faturaların sonuncusunun 07.10.2004 tarihli olduğunun vergi tekniği raporundan anlaşıldığı cihetle; zamanaşımının olumsuz bir muhakeme şartı olarak kovuşturmaya engel olduğu görülmekle,
Sanığa yükletilen suç için, yasada öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, suçun oluştuğu tarih itibariyle, temyiz süreci içinde sanık yararına olan 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen yedi yıl altı aylık olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği,
Anlaşıldığından, sanığın temyiz istemleri bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aynı Kanun’un 322. maddesinin verdiği yetkiyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak KAMU DAVASININ DÜŞMESİNE,
II-Defter ve belgeleri gizlemek suçu yönünden yapılan incelemeye gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Dosya arasında bulunan vergi suçu raporu ekindeki 02.06.2005 tarihli yoklama
tutanağında sanığın yetkilisi olduğu şirketin büro şeklinde olduğunun ve 06.06.2005 tarihli isteme yazısının da 09.06.2005 günü şirket adresinde sanığa tebliğ edildiğinin belirtilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından, mükellef şirketin tebligatın yapıldığı tarih itibariyle faal olup olmadığının araştırılması, incelemenin dairede yapılmasına imkan veren 213 sayılı Kanun’un 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulup, buna ilişkin bir tespiti varsa belgesini dosyaya ibrazının istenmesinden sonra şirketin faal olmadığının anlaşılması durumunda ise sanığın aşamalarda tebligatı almadığını savunması nedeniyle bu hususta da gerekli araştırma ve imza incelemesinin yapılmasının ardından sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre ise;
Defter ve belge gizleme suçlarında suç tarihinin defter ve belgelerin ibrazı için verilen sürenin bitimini izleyen gün olduğu cihetle; sanığa yüklenen bu suçun tarihi olan 25.06.2005 itibariyle 5237 sayılı TCK’nın yürürlükte olduğu gözetilmeksizin uygulanma imkanı bulunmayan 765 sayılı TCK’ nın 59/2 ve 647 sayılı Kanun’un 4 ve 6. maddelerinin hükümde gösterilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak hükmün BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.