Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/2514 E. 2015/2686 K. 11.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2514
KARAR NO : 2015/2686
KARAR TARİHİ : 11.06.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/32887

Yağma suçundan şüpheliler H.. Y.. ve Z.. Y.. haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/03/2014 tarihli ve 2013/155765 soruşturma, 2014/20175 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin, mercii Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/05/2014 tarihli ve 2014/1156 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 22/01/2015 gün ve 5342 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/02/2015 gün ve KYB.2015-32887 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut olayda müşteki tarafından şüphelilerin kendisini demir çubuklarla darp ederek zorla bir avukatlık bürosuna sokup bir alacağının olmadığına dair belge imzalattırdıklarını iddia etmesi karşısında olayın meydana geldiği iddia edilen yeri gösteren kamera ve benzeri deliller araştırılmadan karar verildiği, müştekide darp cebir izi bulunup bulunmadığının tespit edilmediği, yalnızca müştekinin sunduğu delillerle yetinilip başkaca soruşturma yapılmadan karar verildiği anlaşılmakla, olay etraflıca araştırılıp etkin soruşturma yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiği gözetilerek itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Kanunu’nun değişik 14. maddesine ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 19/01/2015 ve 2015/8 sayılı kararına göre; kanun yararına bozma istemine konu karar 5237 sayılı TCK’nın 148 ve 149. maddesinde tanımlanan yağma suçuna ilişkin olup, işin incelenmesi Yargıtay Yüksek 6. Ceza Dairesinin görevine dahil olduğundan, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın anılan daireye GÖNDERİLMESİNE, 11/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.