YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2283
KARAR NO : 2015/3350
KARAR TARİHİ : 29.06.2015
Tebliğname No : 7 – 2011/404205
MAHKEMESİ : İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/09/2011
NUMARASI : 2010/451 (E) ve 2011/332 (K)
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas-2014/171 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğunun belirtilmesi, UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylem nedeniyle sanık hakkında, İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi’nin 06/10/2011 tarih, 2010/456 Esas-2011/517 Karar sayılı karar ile verilip aynı gün incelemesi yapılan Dairemizin 2015/4640 esasında kayıtlı olan dava dosyasının mevcut olduğunun anlaşılması karşısında,
Anılan dosyanın incelenmesinde, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp 5237 sayılı TCK’nın 43.maddesi 1. fıkrası son cümlesi de gözetilerek, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işlediğinin ve hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.