Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/2175 E. 2015/3382 K. 29.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2175
KARAR NO : 2015/3382
KARAR TARİHİ : 29.06.2015

Tebliğname No : 7 – 2011/331834
MAHKEMESİ : İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/05/2011
NUMARASI : 2010/129 (E) ve 2011/279 (K)
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Adli sicil kaydında tekerrüre esas hükümlülükleri bulunan sanık hakkında, TCK’nın 58. maddesi uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın mahkemede açık ikrarı karşısında suçun sübuta erdiğinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de;
5271 sayılı CMK’nın 119. madde 1. fıkrasındaki “Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet Savcısının, Cumhuriyet Savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının yazılı emri ile yapılabilir” düzenlemesi karşısında, Cumhuriyet Savcısının sözlü talimatı uyarınca arama yapılamayacağı gözetilmeden yapılan aramanın mahkumiyet hükmünün gerekçesinde hukuka aykırı yöntem ile elde edildiğinin açıkca gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 230. maddesinin 1. fıkrasının b bendine aykırı davranılması,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas- 2014/171 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğunun belirtilmesi, UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylemler nedeniyle sanık hakkında İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesince 15/03/2012 ve 2010/561 Esas- 2012/243 sayılı karar ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2015/6102 Esasında kayıtlı dava dosyasının mevcut olduğunun anlaşılması karşısında;
Anılan dosya getirtilip incelenerek mümkünse birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp sonucuna göre TCK’nın 43. maddesi fıkrası son cümlesi de gözetilerek, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
3-TCK’nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 29/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.