Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/21303 E. 2015/9087 K. 23.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/21303
KARAR NO : 2015/9087
KARAR TARİHİ : 23.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2013/65453
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/06/2011
NUMARASI : 2011/191 (E) ve 2011/479 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, 2002 takvim yılına ilişkin defter ve belgelerini vergi incelemesine esas olmak üzere merciine teslim etmediğinden bahisle eylemine uyan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/a-2 maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılan sanık hakkında düzenlenen vergi inceleme raporlarında somut bir zarara yer verilmediği, ancak defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesinden dolayı, geçmiş dönemlere ilişkin vergi beyanları yeniden hesaplanmak suretiyle, bu vergiler tarh edilerek, bunlara bağlı bir kısım cezalara hükmedilmesi halinde dahi, tarh edilen bu vergi ve cezaların eylemden doğan zarar niteliğinde bulunmadıkları anlaşılmaktadır. Şu halde hüküm tarihi itibari ile sabıkasız olan ve hakkında verilen mahkumiyet kararı olumlu kanaat nedeniyle ertelenen sanık hakkında “defter ve belgeleri gizlemek” eylemi nedeniyle CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmasına engel oluşturabilecek somut bir zararın meydana geldiğinin kanıtlanamadığı cihetle, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan CMK’nın 231. maddesinin objektif ve subjektif şartları değerlendirilerek uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
Kabule göre de;
2-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 11.01.2007 yerine 2007 olarak eksik gösterilmesi suretiyle, CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
3- Sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının ertelenmesi karşısında TCK’nın 51/3.maddesi gereğince bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere bir denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.