YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/21097
KARAR NO : 2015/8344
KARAR TARİHİ : 09.12.2015
Tebliğname No : 11 – 2013/59908
MAHKEMESİ : İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2012
NUMARASI : 2009/491 (E) ve 2012/2136 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Defter ve belgeleri ibraz etmemek suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluşacağı ancak vergi suçu ve ekindeki inceleme raporunda, bastırmış olduğu belgelere ilişkin herhangi bir belgeye ve 2004 yılı defter tasdik bilgilerine tarh dosyası içinde rastlanmadığının belirtilmesi karşısında, bu husus açık bir şekilde araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre ise;
a-213 sayılı VUK’nın 5728 sayılı Kanun ile değişik 359. maddesinin (a) fıkrasındaki cezanın alt sınırının “bir yıldan”, “on sekiz ay”a yükseltilmesine ilişkin, 03/07/2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/06/2009 tarih ve 5904 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle yapılan değişiklik nazara alınarak suç tarihi itibariyle anılan maddede öngörülen hapis cezasının asgari haddinin “18 ay” olduğu gözetilmeden yazılı şekilde eksik ceza tayini,
b-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
c-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında katılan kurumun zararının giderilmediğinden bahisle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
d-CMK’nın 63. maddesi uyarınca; sadece çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilebileceği, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukukî bilgi ile çözülmesi olanaklı konularda bilirkişi dinlenemeyeceği, ”defter ve belgeleri gizlemek” suçu nedeniyle bilirkişiden sorulan hususların hâkim tarafından takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden kovuşturma aşamasında bilirkişi incelemesi yaptırılarak yargılama konusu meselenin hâlli için gerekli olmayan bilirkişi incelemesi nedeniyle yapılan 230 TL yargılama giderinin hazine uhdesinde bırakılması yerine sanıktan tahsiline karar verilmesi,
e-Suç tarihinin, defter ve belge isteme yazısının tebliğinden sonraki 15. günden sonraki gün olan 01.10.2009 olduğu gözetilmeden gerekçeli karar başlığında 2004 olarak yazılması,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak hükmün BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesine göre sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.