Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/2102 E. 2015/3093 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2102
KARAR NO : 2015/3093
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

Tebliğname No : 7 – 2011/251710
MAHKEMESİ : İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/05/2011
NUMARASI : 2009/283 (E) ve 2011/223 (K)
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-)Sanık Z.. Y.. ‘ın temyiz talebi yönünden yapılan incelemede,
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
5237 sayılı TCK’nın 53/1-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1-a,b,d,e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz iddiaları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın ; TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına dair fıkralarının hükümden çıkarılarak yerine “5237 sayılı TCK’nın 53/1-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1- a, b, d, e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” ifadesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün bu bağlamda ONANMASINA,
I-)Sanık Ahmet Kaykaç’ın temyizine gelince, başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir,
Ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas-2014/171 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğunun belirtilmesi,
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 06/10/2009, iddianame düzenleme tarihinin ise 08/10/2009 olduğu, daha önceden temyiz edilerek kesinleşen İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2009/242 Esas-2011/508 Karar sayılı dosyasında ise, suç tarihinin 25/09/2009, iddianame düzenleme tarihinin 20/10/2009 olduğu, anılan her iki dosyada da sanığın bandrolsüz CD/DVD bulundurmaktan dolayı mahkumiyet kararı verilmesi karşısında; ilk iddianame tarihine kadar tespit edilen eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş tek suç oluşturduğu gözetilerek bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, kesinleşen İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2009/242 Esas-2011/508 Karar sayılı dosyasının evrakları celp edilip, sanık hakkında TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeksizin her bir eylem için ayrı ayrı ceza verilmesi,
2-TCK’nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.