YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/20613
KARAR NO : 2015/8315
KARAR TARİHİ : 09.12.2015
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-213 sayılı Kanun’un 139. maddesine göre vergi incelemesinin işyerinde yapılması gerektiği, vergi suçu raporunda sanığın müdürü olduğu şirketin tasfiyeye girdiği belirtilmiş olup faaliyetine devam edip etmediğine dair açıklamanın bulunmadığı, sanığa vergi denetmeni tarafından defter ve belgelerini ibraz etmesi için çıkarılan tebligatın… tarihinde elden tebliğ edildiği ve ekinde istem yazısının bulunmadığı anlaşılmakla, … sayılı istem yazısının onaylı suretinin istenmesi, iş yerinin inceleme tarihi itibariyle faal olup olmadığının araştırılması, faal ise hesapların dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı Kanun’un 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulması, işyeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespiti varsa belgesinin dosyaya ibrazının istenmesi aksi takdirde yapılan tebligatın hukuki geçerliliğinin bulunmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği ve ayrıca 213 Sayılı VUK’nın 359/a-2. maddesinde düzenlenen defter ve belgeleri gizlemek suçunun konusunun ”vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan” defter ve belgeler olduğu, aynı Kanun’un 220 ve devamı maddelerine göre defterlerin notere tasdik ettirilmelerinin gerektiği, tasdik ettirilmeyen yasal defterler usulsüzlük cezası gerektirse de ibraz edilmemesinin suç oluşturmayacağı, … tarihli vergi suçu ve ekindeki vergi inceleme raporlarında ibrazı istenen 2005 takvim yılına ait defterlerin tasdik bilgileri ile anlaşmalı matbaalarda bastırılmış belge bilgilerine ulaşılamadığının açıklanması karşısında, VUK’nın 223. maddesi gözetilerek 2005 yılına ait defterlerin tasdik edilip edilmediğinin şirketin bulunduğu yerdeki noterliklerden araştırılması ve sonuca göre hukuki durumun tayini gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
2-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 19.06.2007 yerine 2007 olarak eksik gösterilmesi suretiyle, CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
3- 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun’un 276. maddesiyle 213 sayılı VUK’nın 359/a-2 madde ve fıkrasında yapılan değişiklik öncesi suç için öngörülen cezanın altı aydan üç yıla kadar hapis olduğu ve anılan değişiklik sonrasında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü , 03.07.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5904 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında ise onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasının öngörüldüğü gözetilerek, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi uyarınca 213 sayılı VUK’nın 359/a-2. maddesinde yapılan değişiklik öncesi ve sonrasındaki bütün hükümleri olaya ayrı ayrı uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe kanunun tespiti gerektiği gözetilmeden, temel cezanın hangi yürürlük tarihi itibariyle belirlendiği açıklanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması,
4- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun … gün ve … sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmemek suçunda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında, adli sicil kaydı bulunmayan ve cezası ertelenen sanık hakkında ertelemeye göre daha lehe sonuç doğuran CMK’nın 231. maddesinin objektif ve subjektif şartları de değerlendirilerek, uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
5-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, … tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin … tarih ve … E., … K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.