Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/2002 E. 2015/2803 K. 15.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2002
KARAR NO : 2015/2803
KARAR TARİHİ : 15.06.2015

Tebliğname No : 7 – 2011/143155
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2010
NUMARASI : 2008/1299 (E) ve 2010/646 (K)
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Dava konusu kitaplar hakkında konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak, kitapların bandrollü olup olmadığı ve bandrollü ise bandrollerin sahte olup olmadığı hususu tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna istinaden eksik soruşturma ile hüküm tesisi,
Kabule göre de
2- Suç tarihinde katılan vekilinin şikayeti üzerine mahkeme kararı ile sanığın işyerinde yapılan aramada dava konusu 35 adet kitabın ele geçmesi üzerine, sanık hakkında 5846 sayılı Kanunun 81/4, 81/10. maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ile dava açıldığı ve katılan vekilinin şikayet dilekçesini sunmasına rağmen hak sahipliğini kanıtlayan belgeleri dosyaya ibraz etmediğinin anlaşılması karşısında;
5846 sayılı Kanunun 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değişik soruşturma ve kovuşturma usulünü düzenleyen 75. maddesindeki “71 ve 72. maddelerde sayılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikayete bağlıdır. Yapılan şikayetin geçerli kabul edilebilmesi için hak sahiplerinin veya üyesi oldukları meslek birliklerinin haklarını kanıtlayan belge ve sair delilleri Cumhuriyet Başsavcılığına vermeleri gerekir. Bu belge ve sair delillerin şikayet süresi içinde Cumhuriyet Başsavcılığına verilmemesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir” şeklindeki düzenlemeye göre katılan vekilinin dava konusu materyal ile ilgili olarak 6 aylık yasal şikayet süresi içerisinde hak sahibi olduğunu kanıtlayan belgeleri ibraz etmediği ve bu nedenle sanık hakkında 5846 sayılı Kanunun 71/1 ve 81/13. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK’nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararında; “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast ….edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir.” denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde, her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi halinde zararın giderilebilmesi koşulundan bahsedilebileceği, somut olayda suçun işlenmesi ile ortaya çıkan ölçülebilir bir zarar bulunmadığı gibi, CMK’nın 231. maddesindeki diğer objektif ve sübjektif koşullar tartışma konusu yapılmadan yalnızca zararın ödenmemiş ve katılanın şikayetinin devam ettiğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3- Sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bir karar verilmemesi,
4- 5846 sayılı Kanunun 71/1 maddesinin “bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adlî para cezasını” öngördüğü gözetilmeden gerekçe gösterilmeden sanık hakkında hapis cezasının tercih edilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.