Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/186 E. 2015/2360 K. 04.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/186
KARAR NO : 2015/2360
KARAR TARİHİ : 04.06.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/23736

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na muhalefet suçundan sanık M.. Y..’un; aynı Kanun’un Ek 2/2; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62/1 ve 52. maddeleri uyarınca 25 gün hapis ve 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bursa 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/05/2012 tarihli ve 2011/737 esas, 2012/784 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığının 12/01/2015 gün ve 2083 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/01/2015 gün ve KYB.2015-23736 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre; 1163 sayılı Kanun’un 81/6. maddesi “Kooperatif, üç yıl olağan genel kurulunu yapmaması halinde dağılır.” hükmüne amir olup, yönetim kurulu üyesi olan sanığın, adli sicil kayıtlarına göre 2004 ve 2005 hesap yıllarına ilişkin olarak suç tarihi 01/07/2006 olan eylemi nedeniyle 1163 sayılı Kanun’dan mahkum olması, 2006 hesap yılına ait olağan genel kurulunun da toplantıya çağırılmaması nedeniyle kooperatifin kanun gereği dağıldığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında düzenlenen iddianamede hasredilen 2011 yılına ait olağan genel kurulu toplantıya çağırmaması suçunun, unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanıklar A. N.. V.., A.. A.. ve M.. Y.. hakkında, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca S.S … Yıldız Konut Yapı Kooperatifinin 2010 yılına ait genel kurul toplantısını 01 Ocak-31 Haziran 2011 tarihleri arasında yapmamak suçundan 1163 sayılı Kunun’un Ek 2/2. ve TCK 53. maddelerinin uygulanması istemi ile dava açıldığı, mahkemece sanıkların aynı suçlamalarla ilgili hükümlülüğüne karar verildiği, sanıklar A.. N.. V..ile A.. A.. hükmü temyiz ettikleri, ancak sanık M.. Y..’un temyiz başvurusunda bulunmadığı,
Temyiz eden sanıklar yönünden Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 18/04/2014 tarih ve 2013/19890 Esas, 2014/12284 karar sayılı kararı ile ; “1-1163 sayılı Kanunun 81/6. maddesi “Kooperatif, üç yıl olağan genel kurulunu yapmaması halinde dağılır.” hükmüne amir olup, yönetim kurulu üyesi olan sanıkların, adli sicil kayıtlarına göre 2004 ve 2005 hesap yıllarına ilişkin olarak suç tarihi 01.07.2006 olan eylemleri nedeniyle 1163 sayılı Kanundan mahkum olmaları, 2006 hesap yılına ait olağan genel kurulu da toplantıya çağırmamaları nedeniyle kooperatifin kanun gereği dağıldığının anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında düzenlenen iddianamede hasredilen 2011 yılına ait olağan genel kurulu toplantıya çağırmamaları suçunun, unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, sanıkların beraatleri yerine yazılı gerekçe ile mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre;
2-1163 sayılı Kooperatifler Kanunu yönetim kurulu üyeleri için aranan şartlar arasında 56/3.maddesinde “bu kanuna göre mahkum olmaması” şartı arandığından mahkumiyet sonucu yasaklama getirilen bir konuda ayrıca tedbir kararı verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
3- Gerekçeli kararda suç tarihinin “01.07.2011” yerine “2010” olarak yazılması”
Gerekçeleri ile bozma kararı verildiği, bu şekilde birlikte suç işleyen sanıklardan A.. N.. V.. ile A..A..hakkındaki hükmün bozulduğu, sanık M.. Y.. hakkındaki hükmün ise kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 325. maddesi “Hüküm, cezanın tatbikatında kanuna muhalefet edilmesinden dolayı maznun lehine olarak bozulmuşsa ve bozulan cihetlerin temyiz talebinde bulunamamış olan diğer maznunlara da tatbiki kabil olursa bu maznunlar dahi temyiz talebinde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından istifade ederler.” şeklindedir.
Maddenin uygulanabilmesi için
-Birden fazla sanığın aynı suçu işlemiş olması,
-Aynı mahkemede yargılanıp aynı ilamla mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
-Hükmün temyiz edilebilir nitelikte olması,
-Kanuna muhalefet edilmesi nedenine dayalı bozma kararının, sanıkların lehine olması gerekir.
Bozma kararının, hükmü temyiz etmeyen sanığa sirayet ettirilmesi için bu hususun açıkça bozma kararında belirtilmesine ya da sanığın talep etmesine gerek yoktur. Mahkemenin kendiliğinden anılan düzenlemenin gereğini yerine getirmesi mümkündür.
Somut olayda; sanıkların birlikte suç işledikleri, aynı mahkemede yargılanıp birlikte mahkum oldukları, hükmün temyizi kabil olduğu, Yargıtay 7. Ceza Dairesince kanuna muhalefet edilmesi nedeniyle temyiz edenler lehine bozulduğu, diğer sanık M.. Y..’un hükmü temyiz etmediği anlaşılmaktadır.
Yargıtay 7. Ceza Dairesince suçun niteliğine ilişkin yapılan bozmanın, aynı suçu sanıklar A.. N.. V.. ve A.. Y.. ile birlikte işleyen sanık M.. Y..’un hukuki durumunu da etkilemesi nedeniyle temyiz davası açma hakkından yararlanamayan sanık M.. Y.. için, yasal şartları oluştuğundan 1412 sayılı CMUK’nın 325. maddesi gereğince bozma kararının sirayet ettirilmesi suretiyle mahallinde yargılamaya devam edilerek yeni bir hüküm kurulması mümkündür.
Nitekim dosya incelendiğinde; bozma kararı sonrasında kapatılan Bursa 7. Sulh Ceza Mahkemesince dosyanın devredildiği Bursa 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/3 esas sayılı dosyasında yargılamaya başlandığı ve bozma kararına uyulmasından sonra bozma kararı sirayet ettirilerek sanık M.. Y.. hakkında da beraat hükmü kurulduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle, kanun yararına bozma ihbarnamesine konu Kanuna aykırılığın, hükmün kesinleşmesini ve infazını engelleyen usule ilişkin yasal düzenleme ile giderildiğinden olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Açıklanan gerekçelerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma ihbarname içeriğindeki düşünce yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 04/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.