Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/18027 E. 2017/6353 K. 04.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/18027
KARAR NO : 2017/6353
KARAR TARİHİ : 04.07.2017

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yüklenen, yetkilisi olduğu ticaret şirketinin iflasını istememek suçunun oluşup oluşmadığının anlaşılabilmesi için öncelikle, İİK’nın 176 ve 6762 sayılı TTK’nın 324. maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının saptanması gerektiği cihetle; öncelikle borçlu şirkete ait ticari defterler, bilançolar ve banka hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, şirketin iflasının istenmesi gerekiyorsa hangi tarih itibariyle gerektiği hususu belirlenip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
1- Sanık hakkında temel ceza belirlenirken TCK’nın 3 ve 61. maddesindeki ölçütler kullanılarak dava konusunu oluşturan borcun 40.000 TL olduğu nazara alınarak cezanın alt sınırı hakkaniyete uygun şekilde aşılarak cezanın belirlenmesi gerekliyken, bu ilkeye uyulmaksızın çok daha fazla borç miktarları için uygulanabilecek biçimde cezanın en üst sınırdan belirlenmesi,
2- 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 354. maddesinin aynı Kanun’un 337/a maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaşma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaşmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu’nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nın 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 04/07/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.