Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/17806 E. 2015/8720 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/17806
KARAR NO : 2015/8720
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/306115
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 26/a maddesine aykırı davranmak eyleminden dolayı K..K.. K… Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi hakkında 2.044,00 Türk lirası idari para cezası uygulanmasına dair Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Ankara Ulaştırma Bölge Müdürlüğünün 05/04/2010 tarihli ve 119337 sayılı idari para cezası karar tutanağına karşı yapılan başvurunun reddine ilişkin Gölbaşı (Ankara) Sulh Ceza Mahkemesinin 29/11/2013 tarihli ve 2013/1035 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 29/01/2015 gün, 7235 sayılı ve Dairemizin tevdii kararı üzerine düzenlenen 31/08/2015 gün ve 57263 sayılı kanun yararına bozma istemlerini içeren yazıları ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/02/2015 gün ve KYB. 2015/44659 sayılı ve 08/10/2015 gün ve KYB.2015-306115 sayılı ihbarnameleri ile daireye verilmekle okundu.
Anılan 09/02/2015 gün ve KYB. 2015/44659 sayılı ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, muteriz şirketin 5830178925 nolu vergi levhasına kayden A.. Y.. Ü… E… L.. K… adresinde faaliyette bulunduğu, şirket yetkililerinin üzerindeki vincin arıza yapması sonucu tamir için Konya iline gönderdikleri 3.. LT 3.. plakalı kamyonun tamir sonrası sürücü N… Ç… tarafından tescil plakasına kayıtlı, şasesine sabit montajlı vinç ile tekrar Kırklareli iline götürüldüğü sırada yapılan kontrolde yetki belgesi olmadan faaliyette bulunulduğu gerekçesiyle adı geçen şirket hakkında idari yaptırım düzenlenmiş ise de, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Yetki belgesi alma zorunluluğu ve taşıma hizmeti kenar başlıklı” 5/1. maddesinde yer alan ” Taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yapılabilmesi için Bakanlıktan yetki belgesi alınması zorunludur.” hükmü dikkate alındığında, kabahatlinin faaliyeti anılan Kanun’da belirtilen işlerden olmadığından yetki belgesi alma zorunluluğu bulunmadığı cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği ve,
Anılan tevdii kararımız üzerine düzenlenen 08/10/2015 gün ve KYB.2015-306115 sayılı ihbarnamede ise;
Dosya kapsamına göre, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Soruşturma zamanaşımı” kenar başlıklı 20. maddesinin, 5560 sayılı Kanun’un 33. maddesi ve 6111 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile değişik 1 ve 2. fıkralarında;” (1) Soruşturma zamanaşımının dolması halinde kabahatten dolayı kişi hakkında İdarî para cezasına karar verilemez. (2) Soruşturma zamanaşımı süresi; a) Yüzbin Türk Lirası veya daha fazla İdarî para cezasını gerektiren kabahatlerde beş, b) Ellibin Türk Lirası veya daha fazla İdarî para cezasını gerektiren kabahatlerde dört, c) Ellibin Türk Lirasından az İdarî para cezasını gerektiren kabahatlerde üç yıldır. Ancak, 89 uncu maddesi hariç olmak üzere 1111 sayılı Askerlik Kanunu, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda belirtilen ve idari para cezasını gerektiren fiilin işlendiği tarihi takip eden takvim yılının son günü bitimine kadar idari para cezası verilerek tebliğ edilmediği takdirde idari yaptırım kararı verilemez, verilmiş olanlar düşer.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, somut olayda, muteriz hakkında uygulanan İdarî para cezasının miktarına göre anılan Kanunu’nun 20/2-c. maddesinde öngörülen 3 yıllık soruşturma zamanaşımına bağlı olduğunun anlaşılması karşısında, eylem tarihinin 05/04/2010 olduğu nazara alındığında, karar tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/10/2015 gün ve KYB.2015-306115 sayılı ihbarname içeriğinde yer alan düşünceye yönelik yapılan incelemede;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesinin 29/11/2013 tarihli ve 2013/1035 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, kabahatli hakkında verilen idari para cezasının kaldırılmasına,
2- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/02/2015 gün ve KYB. 2015/44659 sayılı ihbarname içeriğinde yer alan düşünceye yönelik yapılan incelemede ise;
Yukarıda belirtilen bozma nedenine göre kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 17/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.