YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/17784
KARAR NO : 2016/18979
KARAR TARİHİ : 02.06.2016
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na aykırı davranmak suçundan sanık …’un, anılan Kanun’un Ek 2/2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62/1 ve 52/2 maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adli para ve 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair …3. Sulh Ceza Mahkemesinin 23/05/2011 tarihli ve 2011/302 esas, 2011/344 sayılı kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeniden suç işlemesi sebebiyle 1163 sayılı Kanun’un Ek 2/2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62/1 ve 52/2 maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adli para ve 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin …7. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/04/2015 tarihli ve 2015/97 esas, 2015/236 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 14/07/2015 gün ve 48599 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/09/2015 gün ve KYB. 2015-270915 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
1- …7. Asliye Ceza Mahkemesince duruşma açılmak suretiyle sanık hakkında hüküm kurulmuş ise de, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 19/09/2008 tarihli ve 2008/12198 esas, 2008/9890 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemece duruşma açılmasını müteakip, sanığın celp edilmesi, varsa diyecekleri sorulup, anılan fıkra uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, sanığın savunması alınmadan karar verilmesinde,
2-Dosya kapsamında bulunan adli sicil kaydına göre, daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olan sanık hakkında hükmolunan 25 gün hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesi uyarınca anılan maddelerin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmemiş bulunulmasında, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ek 2/son ve 5983 sayılı Kanun ile değişik ek 1. maddesi uyarınca suçtan doğrudan zarar gören ve yargılamaya katılma hakkı bulunan ancak davadan haberdar edilip duruşmalara çağrılmayan … Bakanlığı’ na gıyabi kararın tebliğ edilmediği ve bu nedenle kanun yararına bozulması talep edilen Mahkemenin 09/04/2015 tarihli hükmünün kesinleşmediği anlaşıldığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 02/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.