Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/16501 E. 2015/8005 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16501
KARAR NO : 2015/8005
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/302092
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık E.. Ş..’in, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun 16/1. maddesi uyarınca 16.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süre ile çek hesabı açtırmasının yasaklanmasına dair Kadıköy 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/05/2008 tarihli ve 2008/182 Esas, 2008/463 sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizini müteakip, hükümden sonra yürürlüğe giren 31/01/2012 tarih ve 6273 sayılı Kanun’la 5941 sayılı Çek Kanunu’nda yapılan değişiklikle yaptırımın idarî yaptırıma dönüştüğünden bahisle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca dosyanın iadesi üzerine, kabahatli E.. Ş.. hakkında 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 6273 sayılı Kanun ile değişik 5/1. maddesi uyarınca çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan yasaklanmasına ilişkin aynı Mahkemece verilen 24/04/2012 tarihli ve 2012/603 Esas, 2012/1125 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/06/2012 tarihli ve 2012/841 müteferrik sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 25/08/2015 gün ve 55715 sayılı Kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/09/2015 gün ve KYB.2015-302092 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin Kadıköy 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 29/05/2008 tarihli ve 2008/182 Esas, 2008/463 sayılı kararı öğrenme üzerine verdiği değerlendirilen 28/02/2011 tarihli ve daha sonra verdiği bütün dilekçelerinde, müvekkilinin Avusturya ülkesinde yaşadığını, sahte olarak tanzim edilen çekin müvekkilinin kimlik bilgileri kullanılarak alındığını ve adına imzalanarak piyasaya sürüldüğünü, bankaya çek defteri almak için verilen kimlikteki kişinin müvekkili olmadığını, fotoğraftaki kişinin bir başkası olduğunu, bankaya verilen imzaların da kesinlikle müvekkiline ait olmadığını beyan etmiş olması karşısında, sanık müdafiinin bütün talep ve dilekçelerinde belirttiği hususların araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilerek itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/06/2012 tarihli ve 2012/841 müteferrik sayılı kararının CMK’nın 309/4. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, 03/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.