Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/16248 E. 2015/7950 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16248
KARAR NO : 2015/7950
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Tebliğname No : 7 – 2011/352900
MAHKEMESİ : Erzurum 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/02/2011
NUMARASI : 2010/53 (E) ve 2011/22 (K)
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu cihetle;
Sanık hakkında açılan kamu davasına konu suçların işlendiği tarihlerler arasındaki zaman aralığı ve iddianame tarihi açısından hukuki kesintinin gerçekleşmemiş olması karşısında, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla kez işlediği anlaşıldığından,sanık hakkında TCK’nin 43/1 maddesi uyarınca uygulama yapılması yerine ayrı ayrı hüküm kurulması,
2-Mahkemece verilen ilk hükümde, lehe yasanın değerlendirilmesi sırasında, suç tarihindeki yaptırımın hapis veya adli para cezası veya zararın ağırlığı dikkate alınarak hapis ve para cezasının her ikisine birden hükmolunabileceği şeklinde düzenleme ile seçimlik ceza öngörülmesine rağmen sanık lehine taktir kullanılarak yalnızca adli para cezasının uygulanmasına karar verildiği halde,bozmadan sonra verilen hükmün gerekçesinde,karar tarihinde yürürlükte bulunan ve sanığın eylemine uyan 5728 Sayılı Kanun ile değişik 5846 sayılı Kanun’un 81/4 maddesinde hapis ve para cezasının birlikte düzenlendiği, hapis cezası verildiğinde paraya çevrilmeyeceği yönünde kanaat oluştuğu belirtilerek taktir hakkının kullanılması ve lehe yasanın belirlenmesinde çelişkiye düşüldüğü,
3-Suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve davaya katılma hakkı bulunmayan müşteki İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün davaya katılmasına karar verilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
4-Soruşturma aşamasında sanıktan şikayetçi olduğu anlaşılan T.. ve diğerleri vekiline duruşma günün usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 01/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.