Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/15606 E. 2016/20106 K. 22.06.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/15606
KARAR NO : 2016/20106
KARAR TARİHİ : 22.06.2016

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6222 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Beraat

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Suça sürüklenen çocuğun yargılama sırasında 18 yaşını tamamlamamış olması nedeniyle duruşmaların kapalı yapılması gerektiği gözetilmeden, açık yapılması suretiyle CMK’nın 185. maddesine aykırı davranılmış ise de, bu hususun telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
6222 sayılı Kanun’un “seyirden yasaklanma” başlığı altında düzenlenen 18. maddesinde; “(3) Bu madde kapsamına giren suçlardan dolayı soruşturma başlatılması halinde şüpheli hakkında spor müsabakalarını seyirden yasaklama tedbiri derhal uygulamaya konulur…”, “Koruma tedbiri olarak uygulanan ve güvenlik tedbiri olarak hükmedilen spor müsabakalarını seyirden yasaklama tedbirine ilişkin bilgiler … Genel Müdürlüğü bünyesinde tutulan bu amaca özgü elektronik bilgi bankasına derhal kaydedilir…”, “(8) Bu madde hükümlerine göre spor müsabakalarını seyirden yasaklanan kişi, yasaklama kararının sebebini oluşturan fiilin işlendiği müsabakanın tarafı olan ve taraftarı olduğu takımın katıldığı spor müsabakalarının yapılacağı gün, yurt içinde bulunduğu takdirde, müsabakanın başlangıç saatinde ve bundan bir saat sonra bulunduğu yere en yakın genel kolluk birimine başvurmakla yükümlüdür” ve “(9) Sekizinci fıkradaki yükümlülüğe aykırı hareket eden kişi, yirmibeş günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır.” hükümleri düzenlenmiştir.
6222 sayılı Kanun’un Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “müsabakaları seyirden yasaklanma tedbirine ilişkin usul ve esaslar” başlığı altında düzenlenen 22. maddesinde; “(1) Müsabakaları seyirden yasaklanma tedbirine ilişkin usul ve esaslar şunlardır:” “a) Kanunda tanımlanan veya yollamada bulunan ilgili kanunlardaki suçlardan dolayı soruşturmayla ilgili işlemler Cumhuriyet savcısının sözlü ya da yazılı talimatı üzerine genel kolluk görevlileri tarafından başlatılır.” “b) Kanun kapsamında haklarında soruşturma başlatılan kişilerle ilgili gerekli işlemler yapıldıktan sonra ilgililer hakkında genel kolluk tarafından resen müsabakaları seyirden yasaklanma tedbiri uygulanarak düzenlenen form ilgili spor güvenlik birimine gönderilir.” ve “f) Spor müsabakalarını seyirden yasaklanan kişi, yasaklanma kararının sebebini oluşturan fiilin işlendiği müsabakanın tarafı ve taraftarı olduğu takımın katıldığı spor müsabakalarının yapılacağı gün yurtiçinde bulunduğu takdirde, müsabakanın başlangıç saatinde ve bundan bir saat sonra bulunduğu yere en yakın polis merkezi amirliğine veya jandarma karakol komutanlığına başvurur.” hükümleri düzenlenmiştir.
Ceza muhakemesinde koruma tedbirleri, kişinin suçluluğu yargı kararıyla tespit edilmeden önce temel bir hakkın sınırlandırılması sonucunu doğuran ve amacı muhakemenin yapılabilmesini veya ileride verilmesi muhtemel olan hükmün infazının yerine getirilmesini sağlamak olan işlemlerdir. Koruma tedbirleriyle ulaşılmak istenen amaçlar arasında şüpheli kişinin veya sanığın hazır bulunmasını ve delillerin karartılmamasını güvence altına almak başta gelir ayrıca koruma tedbirleriyle, kişi hak ve özgürlüklerini sınırlandırmanın kanunla yapılması, geçici olması ve amaç değil araç olması esastır.
6222 sayılı Kanun’un 18/3. maddesi uyarınca uygulanan “seyirden yasaklama” tedbiri, Kanun’da tanımlanan veya yollamada bulunan ilgili kanunlardaki suçlardan birinin işlendiği şüphesinin olması ve bu şüphe nedeniyle hakkında soruşturma başlamış olması durumunda hiçbir karara gerek olmaksızın Kanun gereği derhal uygulamaya konulan “özgün ve önleyici amaçlı koruma tedbiri”dir.
Seyirden yasaklama tedbiri bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’undaki koruma tedbirlerine ilişkin genel kuralların dışına çıkılmıştır. Nitekim, ceza yargılamasına konu seyirden yasaklama kararının sebebini oluşturan eylemden ayrı olarak mahkeme kararı olmaksızın uygulanması, ceza muhakemesinin yapılmasını veya yapılan muhakemenin sonunda verilecek kararları etkileme özelliğinin bulunmaması, verilmesi muhtemel hapis veya adli para cezasının infazını güvence altına alma ile delil temini ve muhafazası amaçlarını taşımaması, anılan Kanun’un 18/3. maddesi uyarınca yerine getirilen seyirden yasaklama tedbirini ceza yargılamasında uygulanan diğer koruma tedbirlerinden farklı kılmaktadır. Özellikleri dikkate alındığında seyirden yasaklama koruma tedbiri, klasik koruma tedbirlerinin sahip olduğu amaca hizmet etmemekte, suçun önlenmesi amacını taşıdığı anlaşılmaktadır.
Koruma tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklama kararının şüpheliye tebliğ edilmesi biçimini öngören yasal mevzuatımızda açık bir düzenleme yer almamaktadır. Uygulamada görünen şüphelinin de imzasının bulunduğu tebliğ – tebellüğ belgesi ile faile yükümlülük yükletilmemekte, soruşturma evresinde yapılan işlemlerin tutanağa bağlanması kapsamında, müdafii veya vekil sıfatıyla bir kimsenin hazır bulunma koşulunun olmadığı, bizzat muhatabına yapılması gereken, kanundan doğan ve derhal uygulanmaya konulan yükümlülüklere ilişkin bildirim niteliğinde bir işlemdir. Böylelikle, suça sürüklenen çocuk ile yetişkin arasında bir fark bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde ise;
Suça sürüklenen çocuk, 03/03/2013 tarihinde… – … futbol takımları arasında yapılan spor müsabakası öncesi elinde bileti olmaksızın spor müsabakasını izlemek amacıyla spor alanı girişinde bulunan turnike civarında yakalanmıştır.
Suça sürüklenen çocuk hakkında 6222 sayılı Kanun’un 15/1. maddesi kapsamında spor alanlarına usulsüz seyirci girişi eylemi sonrası başlatılan soruşturma gereğince kolluk tarafından spor müsabakalarını seyirden yasaklama tedbiri uygulanmıştır.
Suça sürüklenen çocuğun da imzasının bulunduğu 04.03.2013 tarihli tebliğ – tebellüğ belgesi ile süreç hakkında kendisine bilgi verilmiştir.
Suça sürüklenen çocuk, hakkında kanun gereği derhal uygulamaya konulanan spor müsabakalarını seyirden yasaklama kararı olduğu halde yasaklama kararının sebebini oluşturan fiilin işlendiği müsabakanın tarafı olan ve taraftarı olduğu …’ın 5.4.2013 tarihinde … ile oynanan spor müsabakasının başlangıç saatinde ve bundan bir saat sonra bulunduğu yere en yakın genel kolluk birimine başvurmamıştır.
Suça sürüklenen çocuk aşamalarda, tebliğ – tebellüğ belgesinin altında bulunan imzanın kendisine ait olduğunu ancak bilgilendirilmediğini, bir örneğini almadığını ve ikametgahına tebligat yapılmadığını beyan etmiştir.
Suça sürüklenen çocuğun, spor alanlarına usulsüz seyirci girişi suçundan yargılandığı… 3. Çocuk Mahkemesi’nin 10.07.2013 tarihli celsesinde, spor müsabakalarını seyirden yasaklama tedbir kararının kaldırıldığı, anılan mahkemenin 18.09.2013 gün, 2013/199-519 sayılı ilamı ile beraat kararı verildiği tespit edilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun ve yönetmelik hükümleri ile koruma tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklama kararının hukuki niteliği karşısında, 03/03/2013 tarihinde … – … futbol takımları arasında yapılan spor müsabakası öncesinde suça sürüklenen çocuğun stadyum dışarısında 6222 sayılı Kanun’un 15/1. maddesi kapsamında spor alanlarına usulsüz seyirci girişi eylemi sonrası başlatılan soruşturma gereğince kolluk tarafından spor müsabakalarını seyirden yasaklama tedbiri kararın suça sürüklenen çocuğa bildirimini öngören tutanağın düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ve bu tedbirin gereklerine uymayan suça sürüklenen çocuğun eyleminin 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesinin 9. fıkrasında tanımlanan suçu oluşturduğu gözetilmeden; suça sürüklenen çocuğun mahkumiyeti yerine yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 22/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.