Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/15485 E. 2015/5227 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/15485
KARAR NO : 2015/5227
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/288586
MAHKEMESİ : Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/03/2012
NUMARASI : 2009/1642 (E) ve 2012/250 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihlerine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I- Sanıklar A.. U.. ve H.. U.. hakkında ”2005 ve 2006 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek”, sanık Y.. K.. hakkında ”2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek”, sanık N.. U.. hakkında ise ”2006, 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarından verilen hükümlere yönelik katılan vekilinin temyizinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik katılan vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
II- Sanık Y.. K.. hakkında ”2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan verilen hükme yönelik sanığın temyizine gelince;
1) Sanığın müdürü olduğu U… Demir Kömür Nakliyat İnş.Taah.San.Tic.Ltd.Şti adına gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasında bulunmaksızın 2008 takvim yılında sahte faturalar düzenlediğinin iddia olunması, sanığın suçlamayı kabul etmeyerek şirket ortağı olan N.. U.. ile birlikte yurtdışına götürülecekleri vaadi ile kandırılıp kimlik bilgilerinin alındığını, okumadan bazı belgeleri imzaladıklarını, bu konuda Altınözü Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayetçi de olduklarını savunduğu, diğer sanık N.. U..’un da bu savunmayı doğruladığı, mükellef şirketin bilinen adreslerinde bulunamaması ve 2007 yılı Nisan ayından sonra faaliyette olduğuna dair hiçbir verinin elde edilememesi, mükellef tarafından 2008 yılı için Bs formları verilmemesine rağmen aynı yıla ilişkin karşılaştırmalı B…-B… form analizlerinde adı geçen şirketten mal ve hizmet aldığını beyan eden mükelleflerin bulunduğunun anlaşılması ve sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ” Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, vergi tekniği raporunda faturaların varlığından söz edilmesine rağmen dosya içinde fatura asılları veya onaylı örneklerinin
bulunmadığının anlaşılması karşısında; suça konu faturaların onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadıklarının tespit edilmesi, sanığın savunmasında belirttiği hususun Altınözü Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan sorularak varsa ilgili soruşturma dosyasına ait evraklar ile faturaları alıp kullanan kişi veya şirketler hakkında düzenlenen vergi inceleme raporlarının onaylı örneği ve eklerinin celp edilmesi, haklarında kamu davası açıldığının belirlenmesi halinde dosyaların getirtilip özetinin duruşma tutanağına geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin dosyaya intikalinin sağlanması, gerekirse şirkete ait belgeler ile faturalardaki imza ve yazıların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda imza ve yazı incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile yetinilerek mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
2) TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesi tarihine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanık Y.. K..’nın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.