Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/1484 E. 2015/3608 K. 02.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1484
KARAR NO : 2015/3608
KARAR TARİHİ : 02.07.2015

Tebliğname No : KYB – 2014/281897

Karşılıksız çek ile ilgili olarak karşılıksızdır işlemini yapmamak suçundan sanıklar D.. Y.., H.. İ.. ve E.. İ.. Bilgin’in, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 7/4 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5-8. maddesi gereğince sanıklar hakkında verilen hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmalarına dair Bakırköy 17. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/07/2013 tarihli ve 2013/185 Esas- 2013/21 sayılı kararına yönelik itirazların ayrı ayrı reddine ilişkin Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/07/2013 tarihli, 2013/44 değişik iş sayılı ve 19/07/2013 tarihli, 2013/97 değişik iş sayılı kararları aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 07/07/2014 gün ve 46704 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/09/2014 gün ve KYB.2014-281897 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/12. maddesi uyarınca mahkeme kararının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kısmının itiraza tâbi olduğu, sanık hakkında tayin olunan cezaya ilişkin asıl hükmün ise, 5271 sayılı Kanun’un 231/11. maddesi de dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ortadan kaldırılması durumunda temyiz kanun yoluna tâbi olacağı, itirazın ise Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 tarihli ve 2012/10-534 Esas- 2013/15 sayılı kararında da belirtildiği üzere 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının yanı sıra suçun sübutuna ilişkin de incelenmesi gerekeceği cihetle, dava konusu çekteki imza ile bankadaki çek hesabı sahibinin imzalarının aynı kişiye ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verilmesine göre, itirazın bu yönden kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.06.2010 gün ve 2010/102-135 sayılı, 06.04.2010 gün ve 2010/76-77 sayılı ile 03.02.2009 gün ve 2009/13-12 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıklar ancak hükmün hukuken varlık kazanması halinde olağan ve olağanüstü yasa yolları denetimine konu olabileceğinden, henüz hukuken varlık kazanmayan bir hükmün ne olağan ve ne de olağanüstü yasa yolu denetimine konu olması mümkün değildir. CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara yönelik itirazı inceleyen merci tarafından, delillerin değerlendirilmesi, suçun sübutunun ve niteliğinin belirlenmesi ya da henüz açıklanmayan hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıkların denetlenmesi olanaklı değildir. Ancak suça ve sanığa ilişkin objektif uygulama koşullarının var olup olmadığının incelenmesi zorunludur.
Bu itibarla; açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmünün, hükmün açıklanması, düşme kararı verilmesi veya yeni bir mahkumiyet hükmünün tesisinden sonra temyiz incelemesine konu olabileceği ve temyiz yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde ise, koşulları bulunduğu taktirde kanun yararına bozma yolu ile incelenebilme olanağının mevcut olduğunun anlaşılması karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği hallerde açıklanmayan hükmün içeriğine dahil bulunan hukuka aykırılıkların, kanun yararına bozma yoluyla denetlenmesi olanağının bulunmaması nedeniyle yerinde görülmeyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 02/07/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.