Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/14810 E. 2015/7377 K. 18.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14810
KARAR NO : 2015/7377
KARAR TARİHİ : 18.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/58402
MAHKEMESİ : Denizli 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2011
NUMARASI : 2011/369 (E) ve 2011/538 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Defter ve belgeleri ibraz etmemek suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, ancak dosyada bulunan vergi suçu ve ekindeki inceleme raporunda, sanığın varlığı sabit ve saklama mecburiyeti bulunan belgelerinin bulunduğu konusunda açıklık bulunmadığının anlaşılması karşısında, ibraz edilmediği belirtilen ”2008 takvim yılına ilişkin belgelerin” matbaa basım formlarının araştırılması ayrıca 213 sayılı Kanun’un 139. maddesine göre vergi incelemesinin işyerinde yapılması gerektiği, vergi raporlarından ticari faaliyetine devam edip etmediği anlaşılmayan sanığın şirketi yönünden hesapların dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı Kanun’un 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulması ve ardından sanığın savunması doğrultusunda şirketin diğer ortakları A. D. ve O. D.’ ın dinlenerek dava konusu belgelerin isteme tarihinden daha önce sanıktan teslim alınıp alınmadığının sorulmasından sonra sonucuna göre sanık hakkında bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre ise;
a- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmemek suçunda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında, adli sicil kaydındaki 3167 sayılı Kanun’un 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyete ilişkin sabıka ilamlarının hükümden sonra 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanun’unda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüşmesi nedeniyle CMK’nın 231. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b- Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının ertelenmesi karşısında, TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının (e) bendinin uygulanmasının takdire bağlı olduğu, (c) bendi yönünden ise sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından fıkra hükmünün uygulanamayacağı ve (a),(b),(d) bentlerinin uygulanmasının zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak hükmün BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.