Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/1468 E. 2015/3201 K. 24.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1468
KARAR NO : 2015/3201
KARAR TARİHİ : 24.06.2015

Tebliğname No : 11 – 2013/304433
MAHKEMESİ : Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2011/373 (E) ve 2013/369 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-N. T. sahibi olduğu Y.. firmasına ait 2010 ve 2011 takvim yıllarının faturalarını rıza dışı ele geçirip düzenlemek suretiyle piyasaya sürdüğü iddia edilen sanığın, faturaları düzenlemediğini savunması, temyizinde, tam savunma yapamadığını, Nurziye ile nikahsız olarak yaşadıklarını, firmanın dışardan ortağı olduğunu, daha sonra aralarında çıkan anlaşmazlık nedeniyle kendisine iftira atıldığını, firmanın 30.04.2010 tarihinden sonra da gerçek faaliyetin olduğunu, N.. ve kendisinin birlikte imza ettikleri K.. şirketinin taraf göründüğü 04.06.2010 tarihli sözleşmenin bulunduğu, firmanın işlerini verilen yetkiye dayanarak takip ettiğini, bu konuları firmanın ustabaşı N.. O..’ın bildiğini, sonradan bastırılan 5. cilt faturanın Nurziye tarafından teslim alındığını, tutanaktaki imzanın ona ait olduğunu, düzenlenen tüm faturaların gerçek alım satıma dayandığını belirterek birtakım belgeleri eklemiş olması, sanığın talebi üzerine 14.05.2013 günlü celsede N.. O..’ın dinlenmesine karar verilerek davetname çıkarılmasına karşın adı geçen tanığın dinlenmemesi ve dinlenilmesinden vazgeçilmemesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi için öncelikle firma sahibi olan N.. T.., ustabaşı olan N.. O.. ve adlarına fatura düzenlenen şirket yetkililerinin tanık sıfatıyla dinlenmesi, temyiz aşamasında sunulan sözleşme vb. belgelerin doğruluğunun araştırılarak gerek görüldüğü takdirde de 30.04.2010 tarihinden sonra düzenlenen faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler ile firmanın yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması, faturalar ve 06.08.2010 tarihli teslim tutanağı üzerinde imza incelemesi
yaptırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sahte fatura kullanmak ve sahte fatura düzenlemek suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, 5271 sayılı CMK’nın 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, İddianame ile vergi suçu raporu ve mütalaya uygun olarak 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan dava açılmasına karşın gerekçede hem sahte fatura düzenlemek hemde sahte fatura kullanmak suçlarından bahsedilmek suretiyle çelişkiye neden olunması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.