Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/1462 E. 2015/5598 K. 14.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1462
KARAR NO : 2015/5598
KARAR TARİHİ : 14.10.2015

Tebliğname No : 11 – 2013/319239
MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/04/2013
NUMARASI : 2011/123 (E) ve 2013/365 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddia olunan sanığın, suçlamayı kabul etmeyerek dava konusu şirkette işçi olarak çalıştığını, sigorta başlangıç formu, tazminat ve izin haklarıyla ilgili belgeleri imzaladığını, maaşını alamayınca işten ayrıldığını ve şirkete ortak olmadığını savunması, şirkete % 10 hisse ile ortak olan ve tanık olarak dinlenen K.. A..’ nın, sanıkla birlikte notere giderek evraklara imza attıklarını beyan etmesi, fatura asılları üzerinde yaptırılan imza incelemesinde imzanın aidiyetinin tespit edilememesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve gerçek sorumlunun bulunması amacıyla; öncelikle şirketin kuruluş aşamasında düzenlenen belgeler, işyeri kira kontratı ile 2009 ve 2010 takvim yıllarına ait fatura asılları üzerinde sanık ve tanık K.. A..’ nın imzaları yönünden yeniden kriminal inceleme yaptırılması, daha sonra suça konu faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler dinlenerek sözü edilen faturaları kimden ve hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları ve bunlarla ilgili belgeler olup olmadığı ayrıca mülk sahibi olan Z. T. de dinlenerek işyerini sanığın kiralayıp kiralamadığının sorulmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Kabule göre ise;
Tayin olunan hapis cezalarının TCK’nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirimi neticesinde, 3 yıl 1 ay 15 gün yerine hatalı olarak 3 yıl 1 ay olarak belirlenmesi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.