Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/14574 E. 2015/8052 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14574
KARAR NO : 2015/8052
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2011/274246
MAHKEMESİ : Delice Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/05/2011
NUMARASI : 2009/55 (E) ve 2011/50 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Temel cezanın belirlenmesi sırasında, hükmün gerekçe bölümünde atılı suçun 5728 sayılı Kanun’un 276. maddesi ile değişik 359. maddesine aykırılık olarak değerlendirilip, ilgili maddedeki yaptırımın 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası olduğu belirtilmiş ise de, suç tarihi itibariyle suç için öngörülen ceza miktarının 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası olduğu gözetilmeden ve alt sınırdan uzaklaşıldığı da belirtilmeden “takdiren” 18 ay hapis cezası verilerek fazla ceza tayini,
2-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmemek suçunda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında, sanığın adli sicil kaydındaki sabıkalarının silinme koşullarının oluşması ve dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışının bulunmaması karşısında; hükmün açıklanmasının geri bırakılması bakımından CMK’nın 231. maddesindeki subjektif şartlara göre değerlendirme yapılması gerekirken katılan kurumun zararının giderilmediği gerekçesiyle CMK’nın 231. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
3-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanığa isteme yazısının tebliğinden itibaren başlayan 15 günlük sürenin sonu olan 04.10.2008 yerine, 06.10.2008 olarak yazılması kanuna aykırı,
4-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E, 2015/85 K, sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması, Bozmayı gerektirmiş, katılan temsilcisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.